Arama
Arama
En son konular
En son konular
KORKUSUZ SELİM (31)
1 sayfadaki 1 sayfası
KORKUSUZ SELİM (31)
Aylin’in yüreğinde hafiften bir çarpıntı oldu. Bir türlü aklına getiremiyordu, Korkusuzu. Birlikte korumaları ile yemek yediği o muhteşem adamı,bir türlü hatırlayamıyordu.Allah Allah! Ses onun sesiydi ama. Görüntüsü, yüz profili çok farklıydı.
” İnsan insana nasıl olsa benzer, ben de hayal görmeye başladım” diye düşünmeden edemedi. “Neyse normal müşteri gibi davranmaya devam edeyim de yanlışlıkla pot kırmayayım bari. Hem adamın kafasında peruk var.Tuhafıma gitti doğrusu.Yo canım bu,kesinlikle o adam olamaz!” diye içsel hesaplaşmayla uğraşıp durdu.
Gayet ciddi bir şekilde:
- Buyurun beyefendi!
Korkusuz, yanıt vermeden kolyeleri incelemeye devam etti. Suskunluğu, gizemlilik kazandırıyordu kendisine. Fıstık yeşili, albenisi güçlü olan kolyeye elleri uzandı.
- Çok güzel yapılmış. Göz nuru döküldüğü aşikar! Siz kendiniz mi yapmaktasınız?
Konuşurken hala tezgahtaki kolyeleri inceliyordu. Siyah gözlükleri gözündeydi.
“Aman Allah’ım bu ses tonu, onun ki! Yanılmış olamam. Asla!”
- Evet beyefendi! Kendim yapmaktayım! Aylin’in ses tonundaki tokluk, Pazar havasına alıştığının bir yansıması gibiydi.
Uzaklardan Sarı Metin, Aylin’in tezgahını izlemekteydi. İçten içe beyninde soru işareti olarak kalan sorularla meşguldü. Peruklu, fötr şapkalı adamı bir yerden çıkarmaya çalışıyordu ama nereden? Tezgahındaki maydanoz demetlerinin üzerine su serperken hep bunları düşünmekteydi.
Korkusuz, tezgahtaki diğer kolyeleri incelemeye devam ediyordu;yanına yaklaşan iki bayan,Aylin’le hemen sohbete daldılar.Kadın kadına çok rahat sohbet ediyorlardı. İki kolye,bir yüzük alıp parasını uzattılar.Aylin,paranın üzerini verirken:
- Bereket versin abla. Güzel ve mutlu günlerde kullanırsınız inşallah!
- Sen de paranın hayrını gör. Bol kazançlar bacım!
Aylin’in belindeki siyah fermuarlı çanta, kasasıydı adeta. Bir eli, mütemadiyen onun üzerinde gidiyordu. Parayı güvencede tutmaya çalıştığı belliydi.
Güneş, dikten vurmaya başlamış, ortalığı yakıp kavuruyordu adeta. Korkusuz’un kafası pişmişti havasızlıktan. Peruğun lastiği sıkıyordı inceden inceye.Kendi haline içten içe hem gülüyor, hem de kızıyordu.” Yer altı dünyasının namlı şanlı korkusuzu ne hallere düştü ya;”bin bir surat” olduk diye hayıflanıp duruyordu. Peruğu çıkartıp, kafasını “hart,hart” kaşıması kendisini oldukça rahatlatacaktı ama işte o zaman da “babalık” raconu ayaklar altına alınacaktı.Babalığa soyunan diğer babaların maskarası da olmak vardı işin ucunda.Sarı Metin,bakışları ile kendisini kontrol altına almıştı,çoktan.
Giyimcilerin ve sebzecilerin bağırtıları curcunaya dönüşüyordu zaman zaman:
Allı güllü satarım
Çürükleri atarım
Sağlamlarını katarım
Gel ! Gel vatandaş!...
Diğer taraftan gelen bağırtılar da, öncekine nispet gümbür gümbür yükseliyordu pazarın atmosferinde:
İkizlere takke dediler
Kocalarının parasını yediler
Koşarak pazara geldiler
Gel vatandaş,gel!...
Diğer taraftan zabıta noktasından yapılan anonsun uyarısı etrafa yankı yapmakta gecikmedi:
“Pazarcı esnafının dikkatine! Bağırarak satış yapmayınız! Tezgahlarınızı,çizgi üzerinden nizami olarak kurunuz.Etiketlerin üzerine yarım kilo olarak fiyat yazmayınız.Mavi önlüklerinizi giyiniz,yaka kartlarınızı takınız!Müşterilere kaba muamelede bulunmayınız.Aksi takdirde kurallara uymayan pazarcı tespit edilip,tezgahı kapatılacaktır.Önemle duyurulur!..
Pazarın havası, Korkusuzu etkiledi. “Ekmek parası kazanmak ne denli zor!” diye düşünmeden edemedi. Tam o esnada;sakallı uzun boylu iki genç,esnafların tezgahlarının önlerinden geçerken:
“poşetci poşetçi” diye bağırıyorlar, ellerindeki poşetlerden birer paket tezgahların üzerlerine fırlatıp uzaklaşıyorlardı.
“Bu da neyin nesiydi,. Allah Allah! Çok farklı bir ortamla iç içe geliyorum “diye kendi kendine mırıldanmaya başladı.
- Allah belasını versin! Hepsi de mafya değil mi? Asalaklarsınız,ne olacak!
Korkusuz, Aylin’in bu konuşmasıyla sanki hedef kendisiymiş gibi irkildi.Bir an şaşırdı.Aylin’in yüzüne dikkatlice bakınca;poşetçi mafyasının ardından söverek mırıldanıp duruyordu neredeyse!
Korkusuzun kuşkuları hat safhaya çıkmıştı artık:
- Kim bunlar Aylin!
Aylin, bir an neye uğradığını anlayamadı. Karşısındaki gözlüklü,peruklu adam ismini telaffuz ediyordu.Demek ki kendisini tanıyan birisiydi. “ Aman Allah’ım! Bu,korkusuz mu acaba?” diye tereddütte kaldı. Bakışlarını, karşısındaki adama doğru dikkatlice çevirdi.
Korkusuz, son anda pot kırdığını anlasa da iş işten geçmişti. Kendisini kamufle etmenin bir gizemliliği kalmadığını anladı. Bir çırpı da tezgahtan gelişi güzel sekiz on adet kolye,yüzük, halhal, alıp,Aylin’e uzattı:
- Lütfen, bunları sarar mısın?
Aylin hala şaşkınlığını üzerinden atamadı. Ne yapacağına karar veremedi.”Evet, yanılıyor olamam “ diye kararsız kalsa da ağzından kelimeler dökülüvermişti çoktan:
- Peki Selim bey!
Korkusuz, gözlüklerini çıkardı, bakışlarını Aylin’in yüzüne yönelttiğinde; kızın bacakları heyecandan titremeye başlamıştı bile…
DEVAM EDECEK!
Ayhan Sarıkaya- Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin
» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Perş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin
» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Ptsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin
» SOR SORUYU
Salı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin
» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Çarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin
» PARA ZAAFI
Ptsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin
» KUL HAKKI
Perş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin
» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Cuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin
» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Perş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin