Arama
Arama
En son konular
En son konular
BANA SANA ONA GÖRE
1 sayfadaki 1 sayfası
BANA SANA ONA GÖRE
BANA SANA ONA GÖRE
Benim doğrum, senin doğrun, onun doğrusu olunca şekil üçgen oluyor. Ne üçgeni bu derseniz BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ. İnsanların doğruları ve sistemin doğruları diye olayı anlamaya çalışalım. Zihinlerde doğruların oluşumunda aile,çevre ve şartlar çok önemlidir. Bu doğrular hayat içinde eğitim etkeniyle düzeltilebilir. Hayvanların bile sevgi ve eğitimle neler yapabildiklerini bir sirke giderek görebilirsiniz.
Sistemin doğruları ne kadar fark edilirse kişinin vehmi doğruları o kadar zayıflar. Göreceli doğrular buharlaşır yerine sabit doğrular kaim olur. Sistemde etkin olan dört unsur şunlardır. İlim, irade, güç, hafıza Hafızayı kayıt etmek olarak anlayabiliriz. Bu dört etken her insanda aynı gramajlarda olmadığından her kişinin vehmi doğru algılaması da farklı oluyor.
Kimisinde ilim az oluyor kimisinde irade az oluyor. O yüzden sigaranın çok zararlı bir alışkanlık olduğunu bildiği halde onu bırakmaya irade edemiyor. Kimisinde hafıza zayıf oluyor ve unutkanlığı çok olduğundan kendisini aynı hataları tekrarlamaktan kurtaramıyor. Kimisinde güç azlığı korkaklığa ya da güç fazlalığı aşırı hiddete sürüklüyor. O kişiyi hedefe varmaktan alıkoyuyor.
İnsanın eğitilmesinde ödüllendirme yöntemi en akılcı ve bilimsel yöntemdir. Ama biz toplumsal olarak dayak atma yöntemiyle yetiştirileceğimizi zannediyoruz. KARNINDAN SIPAYI SIRTINDAN SOPAYI EKSİK ETMİCEN sözüne kadar düşürüyoruz işi. Tabi sıpanın babasının eşek olduğunu unutup kendi eşekliğimizi de ilan etmiş oluruz. Evde dayak, okulda dayak, çırak olursun işte dayak, askere gidersin kışlada dayak. Dayak döngüsü kurulmuştur yaşamlarda. Önce dayak yemeyi sonra dayak atmayı öğreniriz. Zihinlerde doğruların şekillenişi de dayağa göre değişim gösterir. Doğrular vicdana göre değil, ilme göre değil, akıla göre değil dayağa göre şekillenir.
İşte böyle şartlarda büyüyen insanlar kendi doğrularının itme gücüyle yaşar gider. Hele yanlışları doğru olarak kabullenmiş zihinlerin çevrelerine verdikleri zararlar çok fazladır. Ezberlerinin bozulması zordur bu kişilerin. Kışın odunsuz kalmak camiden nalın çalmaya yeterlidir bunlar için. Sobada nalınla güzel yanar. Kurallar neden vardır neden yaşamda kurallar konmuştur bunu düşünmezler. Ne neden nasıl gibi sorgular akıllarında dolaşmaz.
Sistemin doğrularına uygun doğrular oluşturmalıyız zihnimizde. Benim doğrum, senin doğrun, onun doğrusu dersek üçgen çıkıyor ortaya. Kavga çıkıyor. Üçünün de bardağı yarım dolu olunca bahane hazır oluyor kavgaya. Halbuki üç yarım bardağı bir dolu bardak yapabilseler barış olacak. Fikir, kalem, kağıt buluştuğunda bir yazar doğar.
07 Şubat 2011 Pazartesi
UĞUR ÖZALTIN
Benim doğrum, senin doğrun, onun doğrusu olunca şekil üçgen oluyor. Ne üçgeni bu derseniz BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ. İnsanların doğruları ve sistemin doğruları diye olayı anlamaya çalışalım. Zihinlerde doğruların oluşumunda aile,çevre ve şartlar çok önemlidir. Bu doğrular hayat içinde eğitim etkeniyle düzeltilebilir. Hayvanların bile sevgi ve eğitimle neler yapabildiklerini bir sirke giderek görebilirsiniz.
Sistemin doğruları ne kadar fark edilirse kişinin vehmi doğruları o kadar zayıflar. Göreceli doğrular buharlaşır yerine sabit doğrular kaim olur. Sistemde etkin olan dört unsur şunlardır. İlim, irade, güç, hafıza Hafızayı kayıt etmek olarak anlayabiliriz. Bu dört etken her insanda aynı gramajlarda olmadığından her kişinin vehmi doğru algılaması da farklı oluyor.
Kimisinde ilim az oluyor kimisinde irade az oluyor. O yüzden sigaranın çok zararlı bir alışkanlık olduğunu bildiği halde onu bırakmaya irade edemiyor. Kimisinde hafıza zayıf oluyor ve unutkanlığı çok olduğundan kendisini aynı hataları tekrarlamaktan kurtaramıyor. Kimisinde güç azlığı korkaklığa ya da güç fazlalığı aşırı hiddete sürüklüyor. O kişiyi hedefe varmaktan alıkoyuyor.
İnsanın eğitilmesinde ödüllendirme yöntemi en akılcı ve bilimsel yöntemdir. Ama biz toplumsal olarak dayak atma yöntemiyle yetiştirileceğimizi zannediyoruz. KARNINDAN SIPAYI SIRTINDAN SOPAYI EKSİK ETMİCEN sözüne kadar düşürüyoruz işi. Tabi sıpanın babasının eşek olduğunu unutup kendi eşekliğimizi de ilan etmiş oluruz. Evde dayak, okulda dayak, çırak olursun işte dayak, askere gidersin kışlada dayak. Dayak döngüsü kurulmuştur yaşamlarda. Önce dayak yemeyi sonra dayak atmayı öğreniriz. Zihinlerde doğruların şekillenişi de dayağa göre değişim gösterir. Doğrular vicdana göre değil, ilme göre değil, akıla göre değil dayağa göre şekillenir.
İşte böyle şartlarda büyüyen insanlar kendi doğrularının itme gücüyle yaşar gider. Hele yanlışları doğru olarak kabullenmiş zihinlerin çevrelerine verdikleri zararlar çok fazladır. Ezberlerinin bozulması zordur bu kişilerin. Kışın odunsuz kalmak camiden nalın çalmaya yeterlidir bunlar için. Sobada nalınla güzel yanar. Kurallar neden vardır neden yaşamda kurallar konmuştur bunu düşünmezler. Ne neden nasıl gibi sorgular akıllarında dolaşmaz.
Sistemin doğrularına uygun doğrular oluşturmalıyız zihnimizde. Benim doğrum, senin doğrun, onun doğrusu dersek üçgen çıkıyor ortaya. Kavga çıkıyor. Üçünün de bardağı yarım dolu olunca bahane hazır oluyor kavgaya. Halbuki üç yarım bardağı bir dolu bardak yapabilseler barış olacak. Fikir, kalem, kağıt buluştuğunda bir yazar doğar.
07 Şubat 2011 Pazartesi
UĞUR ÖZALTIN
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin
» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Perş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin
» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Ptsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin
» SOR SORUYU
Salı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin
» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Çarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin
» PARA ZAAFI
Ptsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin
» KUL HAKKI
Perş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin
» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Cuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin
» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Perş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin