Arama
Arama
En son konular
En son konular
DERİNE DALMAK
1 sayfadaki 1 sayfası
DERİNE DALMAK
DERİNE DALMAK
Kimisi dağın tepesinde uzaktan izliyor denizi, dalgaları, gemileri, limanı. Kimisi rıhtımda, iskelede, kumsalda hem izliyor hem dinliyor denizi. Hatta ciğerlerine dolduruyor deniz havasını, yosun kokusunu, balık kokusunu. Kimisi suya ayaklarını sokmuş hissediyor suyu. Kimisi dize kadar girmiş suya kumsalda yürüyor düşüne düşüne belki de sevgilisiyle sarmaş dolaş. Kimisi bele kadar girmiş suya köpürte köpürte yüzme öğreniyor. Bazen başarıyor bazen debeleniyor korkuyor su yutuyor.
Bele kadar suya girmiş olanlar su yutuyor ya, işte onlar denizin tadını da biliyor artık. Acı tuzlu yosun balık kokulu suyu yutuyorlar. Tabi kusuyorlar da içlerindekini, geçmişlerini, yanlışlarını, dağda yaşadıklarını, kötü izlerin tövbesini yapıp arınıyorlar. Kustukça temizliyor deniz onları. Bu dönüm noktasıdır artık kişide. Değişim başlamıştır ruhunda. Rakam vermek her ne kadar yanlışsa da ellili yaşlar bu devreye tekabül eder. Denize ayağını sokmak ise kırklı yaşlar.
Bir de derin su da boyu aşan derinliklerde yüzenler vardır. Altmışlı yaşların seyridir o yüzücü ustalar. Sandala da çıkarlar gemiye de. Sandaldan da suya atlarlar gemiden de. Olta da kullanırlar zıpkında, ağ da. İsterlerse Yunuslarla yüzerler, oynarlar, cilveleşirler. Ak saçlı, ak sakallı ustalardır onlar. Yürümeyi, koşmayı, atlamayı zıplamayı geçmişlerdir artık. Denizle bütünleşmişlerdir.
Denizi bilmeyenlerin o ustaları bilmelerine imkan yoktur. Kumsalda yürüyenler bile tanıyamaz onları. Sadece dedikodularını yaparlar hikayelerini anlatırlar öyle tatmin olurlar. Dize kadar suya girenlerin sevgilileri de yanındaysa biraz hissederler onları aşkı yaşadıklarından, tutkudan haberdar olduklarından, sadakatin önemini yaşadıklarından. Bele kadar su da yüzmeyi öğrenmeye çabalayıp duranlar, suya batıp çıkıp bazen ağlayıp bazen su yutup kusanlar var ya işte en yakın onlardır o ustalara. En cesur onlardır. Çok tehlikeyi, çok sıkıntıyı göze almışlar ve soyunmuşlardır. Bütün kirlerden iç dış tüm kirlerden arınmışlardır. Ustalar işte onlara seslenirler GEL GEMİYE diye.
Bu satırları okuyanların zihninde Nuh a.s ve gemiye binmeyen dağa sığınan oğlu kısasını hatırlayanlar da olacaktır. Musa a.s ve Hızır a.s iki denizin birleştiği yerde buluşmalarını ve beraber yaptıkları yolculuğun kıssasını hatırlayan da çıkacaktır. Satırlarımdan her okuyan kendi irfanı ölçüsünde bir şeyler çıkaracaktır. Bende 45 yaşımda bu güne kadar kazandığım tecrübeler ışığında kendi irfanım ölçüsünde yazabiliyorum bunları. Denize ne kadar yakınım Allah bilir. İnşaallah ustalara yakınımdır ve bana da el verirler bir gün.
Ama kesin olarak şunu öğrendim ki, manevi konularda daha deniz görmemişlerden pek akıl almam. Ayağı suya değmişler değerlidir benim gönlümde. AKLI SUYA ERENLERDEN zarar gelmez insana. Bayramların gerçek manasını da o ak sakallı ustalar biliyor bence. Onları bulup sormak gerek işin aslını feslini. Onlar denizde yaşıyor. Onları dağda aramayın. Dağdan inin gemiye binin. İlim denizinde seyre açılın. İnciler derinde saklı bence.
06 Kasım 2011 Pazar
UĞUR ÖZALTIN
Not : Bayram sabahında bunlar yağdı gönlüme çok şükür.
Kimisi dağın tepesinde uzaktan izliyor denizi, dalgaları, gemileri, limanı. Kimisi rıhtımda, iskelede, kumsalda hem izliyor hem dinliyor denizi. Hatta ciğerlerine dolduruyor deniz havasını, yosun kokusunu, balık kokusunu. Kimisi suya ayaklarını sokmuş hissediyor suyu. Kimisi dize kadar girmiş suya kumsalda yürüyor düşüne düşüne belki de sevgilisiyle sarmaş dolaş. Kimisi bele kadar girmiş suya köpürte köpürte yüzme öğreniyor. Bazen başarıyor bazen debeleniyor korkuyor su yutuyor.
Bele kadar suya girmiş olanlar su yutuyor ya, işte onlar denizin tadını da biliyor artık. Acı tuzlu yosun balık kokulu suyu yutuyorlar. Tabi kusuyorlar da içlerindekini, geçmişlerini, yanlışlarını, dağda yaşadıklarını, kötü izlerin tövbesini yapıp arınıyorlar. Kustukça temizliyor deniz onları. Bu dönüm noktasıdır artık kişide. Değişim başlamıştır ruhunda. Rakam vermek her ne kadar yanlışsa da ellili yaşlar bu devreye tekabül eder. Denize ayağını sokmak ise kırklı yaşlar.
Bir de derin su da boyu aşan derinliklerde yüzenler vardır. Altmışlı yaşların seyridir o yüzücü ustalar. Sandala da çıkarlar gemiye de. Sandaldan da suya atlarlar gemiden de. Olta da kullanırlar zıpkında, ağ da. İsterlerse Yunuslarla yüzerler, oynarlar, cilveleşirler. Ak saçlı, ak sakallı ustalardır onlar. Yürümeyi, koşmayı, atlamayı zıplamayı geçmişlerdir artık. Denizle bütünleşmişlerdir.
Denizi bilmeyenlerin o ustaları bilmelerine imkan yoktur. Kumsalda yürüyenler bile tanıyamaz onları. Sadece dedikodularını yaparlar hikayelerini anlatırlar öyle tatmin olurlar. Dize kadar suya girenlerin sevgilileri de yanındaysa biraz hissederler onları aşkı yaşadıklarından, tutkudan haberdar olduklarından, sadakatin önemini yaşadıklarından. Bele kadar su da yüzmeyi öğrenmeye çabalayıp duranlar, suya batıp çıkıp bazen ağlayıp bazen su yutup kusanlar var ya işte en yakın onlardır o ustalara. En cesur onlardır. Çok tehlikeyi, çok sıkıntıyı göze almışlar ve soyunmuşlardır. Bütün kirlerden iç dış tüm kirlerden arınmışlardır. Ustalar işte onlara seslenirler GEL GEMİYE diye.
Bu satırları okuyanların zihninde Nuh a.s ve gemiye binmeyen dağa sığınan oğlu kısasını hatırlayanlar da olacaktır. Musa a.s ve Hızır a.s iki denizin birleştiği yerde buluşmalarını ve beraber yaptıkları yolculuğun kıssasını hatırlayan da çıkacaktır. Satırlarımdan her okuyan kendi irfanı ölçüsünde bir şeyler çıkaracaktır. Bende 45 yaşımda bu güne kadar kazandığım tecrübeler ışığında kendi irfanım ölçüsünde yazabiliyorum bunları. Denize ne kadar yakınım Allah bilir. İnşaallah ustalara yakınımdır ve bana da el verirler bir gün.
Ama kesin olarak şunu öğrendim ki, manevi konularda daha deniz görmemişlerden pek akıl almam. Ayağı suya değmişler değerlidir benim gönlümde. AKLI SUYA ERENLERDEN zarar gelmez insana. Bayramların gerçek manasını da o ak sakallı ustalar biliyor bence. Onları bulup sormak gerek işin aslını feslini. Onlar denizde yaşıyor. Onları dağda aramayın. Dağdan inin gemiye binin. İlim denizinde seyre açılın. İnciler derinde saklı bence.
06 Kasım 2011 Pazar
UĞUR ÖZALTIN
Not : Bayram sabahında bunlar yağdı gönlüme çok şükür.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin
» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Perş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin
» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Ptsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin
» SOR SORUYU
Salı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin
» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Çarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin
» PARA ZAAFI
Ptsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin
» KUL HAKKI
Perş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin
» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Cuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin
» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Perş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin