ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(27)

MEVSİMLİK KÖLELER (27)



Resmi büyük görmek için tıklayın


İlyas,atçının anlattıklarını soğukkanlılıkla dinlemişti.Hatta yüksek sesle kahkaha bile savurmuştu.Yanındaki işçi arkadaşları,İlyas’ın bu gülüşlerine anlam verememişlerdi.
İşçilerden birisi,bu gülüşlerin anlamını çözmeye çalışıyorlardı.

“-Ne oldu,İlyas gardaş?Birden bire altın bulmuş gibi bir halin oldu?”

“-Yok ya arkadaşım,biz kimiz ki altın bulmak bize düşsün…”

“-Göbeğin çatlayacak şekilde güldün de.”

İşçinin bu merakına diğer işçiler de katılmış,atçı bile şaşırmıştı.
İlyas,etrafta olup bitenleri hemen kafasında sentezleyerek yapılan eylemlerin boyutunu ve şeklini analiz etmeye çalıştı.Bu konuda biraz kararsız kaldığını içten içe kabulleniyordu.
Siyasi ideolojinin etrafa dalga dalga yayılmakta olduğunu fındık toplamaya gelmeden önce Niksar’da iken biliyordu.Hatta bir iki işçi eylemlerinin içerisinde bile bulunmuştu.Onun için soğukkanlılığını korumaya çalıştı.Etrafında bulunan işçilerin de meraklarını fazla artırmamayı ve onları bu durumlardan kısa zamanda haberdar etmeyi düşündü.
Konuşmasının tamamını ,işçilerin akşam kulübede oldukları zaman yapmayı,şimdi kısa bir izahatta bulunarak işlerin aksamaması için işçilerin duygularını bastırmayı düşündü.

“-Şöyle yanıma gelin bakalım arkadaşlar.Hatta şu yakınızdaki ocağın işçilerine de seslenin,onlar da gelsinler.”

Biraz sonra on kişilik işçi grubu İlyas’ın etrafında toplandılar.Gelenlerin içerisinde Lak Lakçı Yakup da vardı.Yakup,yanına gelen gençlerin ,kendilerini ideoloji yağmuruna tuttuklarını henüz açıklamamıştı.İlyas’ın yanlarına çağırmasına “ Bu da neyin nesi” diye düşünmüş herkes gibi o da İlyas’ın ne söyleyeceğinin merakı içerisindeydi.

İlyas’ın etrafında toplanan işçiler,Güneşin etkili sıcağından korunmak için kendilerini gölge bir yere kamufle ettiler.Şimdi herkesin gözleri,İlyas’ın üzerindeydi.İlyas,bu durumlarda nasıl davranılması gerektiğini çok iyi biliyor,etrafındaki insanların gergin olan ruhsal durumlarını rahatlatmayı yeğliyordu.

“-Sigara içmek serbest,İsteyen içebilir arkadaşlar.Hem on dakika sigara içme molası vermiş oluruz hem de birazcık sohbet etmiş oluruz.”

Sigara içme alışkanlığı olanlar,hemen ceplerindeki sigara paketlerini çıkardılar.Sigaralarını yakıp ilk dumanlarını ciğerlerine göndermişlerdi bile.
“sigara içebilirsiniz “ esnekliği karşısında bazı işçiler,İlyas’ın yasakçı bir zihniyet taşımadığını anlamış oldular.Bu durumu İlyas sezinlediği için:

“-Her yapılan bir işin kendine göre kuralları da olduğunu unutmamak gerek arkadaşlar.Kapalı yerlerde uyulması gereken kuralları az çok hepimiz biliyoruz.Şimdi söylesem bana kızacağınızı biliyorum.”bizi de ilk okul talebesi gibi görüyorsunuz “ diye.Hadi söyleyeyim .”sigara içmemek” Ama işin raconu böyle.Kapalı ortamda bu mereti içersen diğer içmeyen insanları da pasif içici durumuna sokmuş olursun.O insanların günahı ne?..Açık ortam da istersen günde iki paket iç.Önemli değil.Neyse şu sigara konusuna da nereden girdik ya.Gelelim asıl konuya. Etrafımızdaki bir takım siyasi ideolojiler ,halkın kurtuluşu adına çalışmalarına devam etmektedirler.Amaç emek sermaye çelişkisinde emeğin yanında yer alıp emekçilerin haklarını korumak.Mevcut sömürü sisteminin belini kırmak suretiyle adaletli ve hakça bir düzenin kurulmasını sağlamak.Bu bir sınıf mücadelesidirBu mücadelenin içerisinde iyi niyetli insanların ortaya çıkması gibi kötü niyetli olanların da kendilerini göstermesi olacaktır.Hatta pravokatör kişilerin de ortaya çıkıp ajitasyon yapmaları da kaçınılmaz olacaktır.Onun için etraftan tanımadığımız kişiler,aramıza girerek birtakım yalan yanlış safsatalarla düzenimizi bozamaya çalışıp kafalarımızı karıştırabilirler.Bunun için uyanık olup her şeyden hepimizin de haberdar olmasında fayda var.Ne yapılacaksa birlikte karar vereceğiz.Bireysellikten kurtulup toplumsal hareket etmenin yolarına bakacağız.Yani daha doğrusu “ben” yok,”biz” felsefesini gütmemiz gerekiyor.Tamam mı arkadaşlar?..”
Hepsi birden,

“-Tamammmm.” Diye bağırdılar.Bu arada” lak lak “Yakup,fazla dayanamadı:

“-İlyas gardaş,seninde belirttiğin gibi öyle acayip şeylerle de bizler karşılaştık.Bir grup genç,fındık ocakları arasından yanımıza gelerek bizlere bir şeyler anlatmaya çalıştılar…”
İlyas,Lak lak Yakup’u şöyle tepeden tırnağa kadar süzdü.Yalan konuşup konuşmadığını anlamak istercesine :

“-Ne söylediler ki?”

“-Ne söyleyecekler.Çoğu konuşmaları anlayamadım zaten.Aklımda kalanlar… Sizler birer mevsimlik kölelersiniz… İnsanlık dışı güç koşullara karşı direnin. Gerekirse ağınızı yıldırmak adına işlerinizi aksatın“ diye birtakım konuşmalar yaptılar…
İlyas’ ın mevsimlik köleler kelimelerine kafası takıldı. Düşüncelerini bu iki kelime üzerinde odaklaştırdı.

“-Sen ne dedin ya?”

“-Olur, tamam, yaparız, sizin dedikleriniz doğru” diye kısa cevaplarla geçiştirdim.
İlyas, konuşmasını diğer işçi arkadaşlarına doğru çevirerek:

“-Dediğim gibi arkadaşlar, bunda korkulacak, paniğe kapılacak herhangi bir durum yok. Şimdilik sakin olmaya çalışın. Akşam kulübede diğer işçi arkadaşlarla birlikte bu konuları tekrar enine boyuna konuşuruz, olmaz mı? Hadi on dakikalık sigara molamız çoktan bitti. Şimdi herkes iş başı yapsın, bende şöyle bir dolaşayım. Diğer arkadaşların yanına doğru gidip, ne var ne yok bir bakalım