Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29)

Aşağa gitmek

ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) Empty ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29)

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Çarş. Ağus. 12, 2009 6:32 am

MEVSİMLİK KÖLELER(28)


ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) 43575
Resmi büyük görmek için tıklayın

İlyas,konuşmalara kendisini o denli kaptırmıştı ki beyni sürekli devinim halindeydi.Ortada bir insan olsa neyse.Tam otuz insanla muhatap durumundaydı.Hadi bir insanı yola getirmek şöyle veya böyle yaparak kolaydı.Ama otuz insanı nasıl yola getirecek,onlara nasıl yön verecekti.Doğrusu zeka inceliği gerektiren işlerdi.Kimselerin kalbini kırmadan,incitmeden hepsini kazanmak istiyordu.Hatta Çaltı bey’le bile ihtilafa düşmeden yapıcı bir şekilde fındık toplama işlerini bitirmeyi düşünüyordu.

Bu düşünceler içerisine kendisini öyle kaptırmıştı ki Kader’in yanından geçmekte olduğunun bile farkında değildi.Kader’in:

“-Uğurlar olsun İlyas.” Uyarısı üzerine irkildi.Yan dönüp baktığında Kader ile yüz yüze geldi.

“-Kolay gelsin Kader,nasılsın?”

“-Ben iyiyim ama seni pek dalgın gördüm”

İlyas,Kader’in fındık toplamakta olduğu dala yapışarak O’nun işini kolaylaştırmaya çalıştı.Bakışları tekrar birleştiğinde ilk zamanlardaki gibi şimşekler çakmamıştı,ikisinin de gözlerinde.Kalplerinde heyecan ve elektriklenme ilk günlerdeki gibi olmadı…

Kader,İlyas’ın içerisine düştüğü çıkmazların frekanslarını almışcasına.O’nun debelenmelerinin boyutlarını sezinlemeye çalıştı.O’nun güçlü ve erkeksi duruşuyla özdeşleşmek istercesine yanına biraz daha sokuldu.Saçlarının dağınıklılığı,fındık yaprakları arasından adeta İlyas’ın yüzüne doğru yeni bir aşk kıvılcımlarını göndermeye hazırlanıyor gibi sabırsızca çırpınıp duruyordu adeta…

İlyas’ın ilk kez bilinç dışı bir şekilde ağzından kelimeler yuvarlandı:

“-Sevgilim,bugün biraz başım dumanlı.” “sevgilim” kelimesi,Kader’i öyle sarstı ki,vücudunun bütün organları aynı şiddet altında titredi.Sevgilim,kelimesi İlyas’ın ağzından ilk kez çıkıyordu…

Kader de kayıtsız kalmayarak isterik dışı yapılan bu çağrışım karşısında dişilik kokan ses tonuyla:

“-Sen,her işin altından kalkacak kadar güçlüsün sevgilim” cümlesi dudaklarının arasından döküldü.
İlyas,

“-Teşekkür ederim,Kader arkadaşım.”dedi.

O sırada Kader ile birlikte aynı ocakta çalışan kadın,İlyas’ın Kader ile konuşmasını görmüş,İlyas’ın dalgınlığının farkına varmıştı.Bulunduğu yerden:

“-İlyas,oğlum hoş geldin”

“-Sağolasın abla.Nasılsın?”

“-Çalışıp duruyoruz oğlum.Sen nasılsın,iyi misin?Bugün biraz neşen yok gibi..”

“-Doğru söylüyorsun abla.Bugün biraz dalgınım.Ama kafaya takacak herhangi bir sıkıntı yok.”

“-Aman olmasın oğlum.Güle oynaya geldik,güle oynaya gidelim.”

Günün sıcaklığı,öyle etkili bir şekilde hissediliyordu ki insanın yüzündeki terler,boncuk boncuk beliriyordu.

İlyas,Kader ve kadın kendi aralarındaki konuşmalarına öyle konsantre olmuşlardı ki az ilerde taşların üzerinden kıvrılarak aşağıya doğru uzanmış olan yılanın avını yakalamak
İçin pür dikkat kesildiğini nice sonra farkına vardılar.

Yılan,bir hamlede yerdeki tarla faresini ağzına alıp ikinci bir yutkunmayla avını,ağzındaki yerinde daha da pekiştirdi. Birazdan avının kemiklerini,ağzını sıkmasıyla “çıtır,çıtır” kırmıştı.Çıkan bu sesle birlikte gelen farenin ölümcül çığlığı,doğanın boşluğunda kaybolup gitti.

Üçü de aynı yöne baktıklarında ortada cereyan eden yaşam kavgasıyla yüz yüze geldiler.

İlyas,Kader ile yanındaki kadının çığlık atıp panik yapmaması düşüncesiyle parmağını dudaklarının arasına “susun” dercesine götürdü.Üçünün de bakışları,av ve avcı üzerinde olayın seyri süresince odaklandı.

Yakalanan avın bacak kısımları ,dışarıda göründükten sonra tamamen avcının ağzında kaybolup ,taşların üzerinde uzanan vücudunun içerisinden şişkin bir vaziyette aşağıya doğru giden görüntüsü derinin altından belli oluyordu…

Kadın,
“-Çok korktum” derken Kader de O’nu tasdik etti.

“-Ben de çok korktum ya.Yılan nasıl da fareyi ağzına almış,yutuyordu değil mi?”

İlyas,
“-Doğanın kanunları böyle.Allah,sistemi böyle kurmuş olmalı.Herkes,birbirini yok ediyor.Bu böyle zincirleme devam ediyor.Fareyi,yılan yiyecek,yılanı leylek.Leyleği kartal…İnsanı da toprak yiyecek.Topraktan gelip toprağa gitmeyecek miyiz?..Toprakta çürüyüp gideceğiz en sonunda…Doğada ki canlıların bu sistemine insanoğlu olarak bizler,müdahale edersek ne olur.Bütün dengeler bozulur.Bir canlı topluluğu yok olurken başka bir zararlı grubu için meydanı boş bırakmış oluruz…Ben,fındık toplamaya ilk geldiğimiz zamanlar yılanı gördüğüm zaman niye kemiklerini kırıp öldürmediğimi şimdi daha iyi anladınız mı?...”

Kader,anlatılanların doğruluğunu tasdik edercesine

“Haklısın İlyas,söylediklerinin hepsi de doğru..”
Dedi.

(devam edecek)














MEVSİMLİK KÖLELER(29)



ÖYKÜ:MEVSİMLİK KÖLELER(28-29) 43636
Resmi büyük görmek için tıklayın



Akşam yemeklerini yedikten sonra işçilerin üzerine her zamanki gibi bir rehavet çökmüştü.Sigaraya müptela olanlar,bir köşeye çekilip hem sohbet etmeye başlamışlar hem de sigaranın dumanını ciğerlerine göndermekte sabırsızlanıyorlardı.Geldiklerinden bu tarafa ,sigarayı bırakmak yerine daha fazla içmek için aceleci davranıyorlardı.Sigara ,içenlerin sayıları on dört kişiydi.Kendi aralarında oturup hesap kitap yapmışlardı.Bir kişi günde bir paket sigara içiyor hesabıyla on günlük sigaralarını gelirken temin etmişler,çantalarının bir köşesine sıkıştırmışlardı.Son sigaralarını da içerlerken “on gün geçti” diye birbirleriyle konuşmuşlar,ikinci bir on günlük sigara almanın yollarını araştırırken araya denize girmek için verilen bir günlük dinlence imdatlarına yetişmişti.Kale nahiyesine çeşitli ihtiyaçları almak için gönderilen arkadaşlarına adam başı yine onar adet olmak üzere herkes kendi içtiği sigarasından siparişlerini vermişlerdi.Şimdi gerideki içilmeyi bekleyen üç adet sigara paketi de biterse buradaki çalışmakta olacakları yirmi günlük sureyi belirttiğinin hesabını da yapmayı ihmal etmediler…Kendi aralarında:

“-Hımm, demek ki geleli yirmi gün olacak,üç gün sonra öyle mi?”

“-He ya tam yirmi gün olacak”

“- Nasıl da geçti günler,anlayamadık doğrusu…”

“-İlk geldiğimiz zamanlar biraz bıkkınlık vermişti ama şimdi hiç zorumuza gitmiyor ya…”

Sigara içenlerin dışındaki grupta da ayrı bir söyleşinin yankıları dolaşıyordu,aralarında…

“-Bugün fındık bahçesinde bizimle konuşan gençler var ya,kendilerinden için: “Bizler ,devrimciyiz” diyorlarmış.”

Başka birisi de,

“-İşçiden,köylüden,ezilenden yanayız.Patronlara ve sömürenlere karşıyız diyorlarmış.”

“-Ya sormayın bizim “atçıyı” da çevirmişler.

“-Sorma ya,hatta fındık bahçesinin içerisine girip komünist propagandası bile yapmışlar duyduğumuza göre…”

“-Allah Allah,dünyanın çivisi kopmuş ya.Ne günlere kaldık…”

İçlerinden birisi de meraklı bir şekilde konuşanların arasına girerek,

“-Bu olup bitenden bizim İlyas’ın haberi olmamış mı ki?..”

Kalabalık grubun içerisinden bir tanesi ,

“-Olmaz mı ya. O ne şeytan biliyon mu?Uçan kuştan haberi olur vallahi…Duyar duymaz kahkahalarla gülmekten göbeği çatlamış arkadaşın.”

“-Yapma ya.Bu nasıl bir insan ben de anlamış değilim doğrusu.Hiç bir şey umurunda değilmişcesine hareket etmiş…”

İlyas,olanların hepsinden haberdardı.Aslında her şey umurundaydı.İlyas’ın terk derdi ortaya çıkabilecek hengameden işçileri mağdur etmeden kurtarmak ve de Çaltı bey’e en ufak bir zarar verdirmemekti….Bu zamana kadar karşısına çıkan problemlerin üzerine körü körüne gitmeyi değil de bilinçli ve mantıklı yanaşmayı yeğliyor,Şimdi de öyle yapmayı düşünüyordu.

İlyas,meydandaki serili fındık çotanaklarına göz gezdirdi.Yere serili olan çotanakların kabukları kurumuş,içindeki fındıktan ayrılmalarını bekliyordu adeta.”Bugünlerde bu işlerin yapılması gerek” diye düşündü.” Meydan da doldu dolacak, neredeyse diye us’ladı.
Eğilip yerdeki çotanakları parmakları arasında ileri-geri ufalamak suretiyle çotanağın içerisinden fındıkların pıtır pıtır yere düştüğünü gördü.
Kendi kendine “kahyayı da yanıma almalı,Çaltı bey’in yanına çıkmalı,bu işlerden O’nu da haberdar etmeliyim.Şimdi adamın hakkını inkar etmemek lazım. Ne söylersem, yaptırıyorum.Bu zamana kadar da aramızda en ufak bir zıtlaşmada olmadı.”diye değişik bir yaklaşım içerisinde bulunmayı düşündü.

Gözleri,kahyayı ararken bulaşıkları yıkamaya çalışan kahyanın karısı ile Züleyha ‘nın üzerine kayıverdi.”Züleyha’nın, yılan olayından sonra fındık toplama işlerinden ayrılıp,yardımcı olarak kahyanın karısının yanına verildiği günü “anımsadı.
O günden bu güne değin işçilerin karavanası ile uğraşıp durmuştu.Kahyanın karısının birinci derecede destekçisi olup çıkmıştı.”Ağzı var dili yok “ benzetmesiyle her denilen şeyi yapmış,mutfak işlerini kısa zamanda kavramıştı.Yapılacak bütün işlere pür dikkat kesilirdi.İki üç günlük bir acemilik süresini hemen atlatmış,işlerin inceliğini belleğine yerleştirmişti.İşçilerin geliş saatlerine göre kendisini ayarlardı.Patates mi soyulacak,makarna mı haşlanacak,masalara fasulye turşusu mu konacak hemen gerekeni yapardı.

Ay ,erkenden kendisini göstermiş gökyüzünde dolunay haliyle etrafa cılız da olsa aydınlık saçmaya çalışıyordu.Etrafındaki yıldızlar ise iştahla parlayıp duruyorlardı.Geceleri öten ağustos böcekleri erkenden müzik şenliklerine başlamışlardı bile.Kesik kesik tiz bir ses çıkarıyorlar,sonra susuyorlardı.Belirli bir süre sonra tekrar başlıyorlardı şenliklerine…

Kader ve yanındaki kadınlar,denize doğru yürümeye başlamışlardı.Artık ilk günlerdeki acemilikleri üzerlerinde kalmamış,kendi aralarında şakalaşıyorlar,cilveli hareketlerle dişiliklerini ortaya koymaktan da çekinmiyorlardı bile.Kader,bir ara İlyas’la göz göze geldi. Kader’in bakışlarında “seni sahile bekliyorum” dercesine bir ifade vardı sanki.İlyas,hafifçe gülümseyerek karşılığını göndermeyi ihmal etmedi.Ama bu gülümseyişinde herhangi bir olumlu ya da olumsuz yanıt yoktu…Bakışları anlamsız kalmış gibi görünüyordu…


(devam edecek)

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz