Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42)

Aşağa gitmek

Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42) Empty Öykü:BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI(42)

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Paz Kas. 01, 2009 9:36 pm

Buse,odasına çekildiği zaman bugünkü olup bitenlere bir anlam verememişti.Selma’nın telaşı,kocasının sünepeliği,göstermelik saygı duruşlarının altındaki sinsi planlarının içeriği neyin nesiydi…Bir türlü anlamış değildi.Anlamak da istemiyor,kendi içsel sorunlarına kafasını sokup da tedirgin olmak istemiyordu…

“Tarlaları da,malları mülkleri de onların olsun,ruhsuz insanlar..”

Odasına çekilip,kendi dünyasının gizemliliğinde; sihirli yolculuğuna başladı.Konsülün önündeki tabureye oturdu.Karşısındaki aynada profilini izledi.Genç ve güzel olmasına rağmen kendisini on yıl yaşlanmış buldu.Son zamanlarda duygusallaşıp ağlamasıyla gözleri şişmiş,altları da morarmıştı.Parmaklarıyla,yeni beliren morlukların üzerini hafifçe sildi…Güzelliğim,kadir kıymet bilmezlerin elinde heder oluyor” diye sızlanırken
Tugay’ı anımsadı. Şimdi ne yapıyordu? Kardeşi Emine ile kim bilir ne aşk dolu saatler geçiriyordu.Kendisini kollarına aldığı gibi onu da alıp,şehvetle dudaklarına aşk öpücüğü konduruyor muydu...Fidan gibi uzun boyu ve siyah gözleri,kendisini nasıl ki yörüngesine çekip,merkezkaç kuvvetiyle etrafında dönderdiyse kardeşi de aynı durumla karşı karşıya mıydı...”Bu düşüncelerim,kardeşimin mutluluğunu gizliden gizliye kıskanmak mı,yoksa benim yanılsamalarım mı?..” içerisinde kendi kendisiyle uğraşıp duruyor,beynini labirentlerin çıkmazına sokuyordu…Bir an babasına intizar ettiği şiiri anımasadı…Tekrar defterine yazmadan,mısralar adeta çağladı,belleğinde…


Gurbet ellerine kurmuş obası
Aşkını savurur gönül yabası
Buse’yi de yakmış,zalim babası
Doktorlara halim zor diye ağlar…

Bu,”Ağlar” şiirinin son kıtasını ezbere mırıldandı. Bu aralar;acılar, katmer katmer üzerine doğru yağmur bulutları gibi çullandıkça;ilhamı daha güçlü geliyor ve en keskin dramatik aşk şiirlerini yazmaya başlıyordu…

Her ne pahasına olursa olsun ;babasının yapmış olduğu zalimliliği, hafızasından silip atmaya çalışıyordu…Eşeleyip durmanın bir anlamı kalmamıştı…Babasına öldüğü gün,nasıl hakkını helal etmediyse şimdi yine aynı kararlılık içerisindeydi…Bir kez olsun yürekten sevgiyle “babam” kelimesini söyleyememişti”.Halbuki babam,beni bu hallere sokmasaydı,onun için canımı bile feda edecek kadar sadakatla davranırdım…Nasıl olur du da mal gibi satılırdım…

Şimdi ise işler, gittikçe arap saçına dönüyordu…Kendisinin oldukça metanetli olması gerektiğine inanıyordu.Yoksa yeni kurulan bu sevdanın temellerine dinamit lokumlarını kendisi koyup, yerle bir edeceği için sonsuz ve derin pişmanlık içerisine girecekti.Belki de bu yapacağı yıkım,kendi yıkımının daha da derinleşmesine neden olacaktı…

Sakladığı yerden aldığı defterini kimseler görmesin diye koynuna soktu. Memelerinin sıcaklığında, küçük bir bebeğin anne şefkatiyle ısınması gibi onlara kendi sıcaklığını gönderdi…Sanki büyük bir sır saklıyormuş,gizli bir şey kaçırıyormuşçasına ürkek adımlar ve şaşkın bakışlarla odasına girdi…

Kapının sürgüsünü,içerden yavaşça ileriye doğru sürdü…Ne olur ne olmaz”,Buse gelin ,Buse abla,Buse cici anne” diye gelip, kapıyı pat diye açan olabilirdi…”Konağın içerisindekiler,ne kadar konakta yaşasalar da az çok medeniyetin yanlarından geçmemişler,insan az çok kapıyı tıkırdatır.Ben de insanım,hayvan değilim ya..” zaman zaman bu düşünceler gelgitinde,gidip gelirdi…

Defterinin ikinci sayfasındaki başlığa gözleri takıldı:İSYANLARDAYIM!..

Kurşun kalemi, defterine içini dökmeye başlamıştı bile…Düşünceleri yağ gibi kayıyordu…

“İsyanlardayım!...

Bu kelime,benim yalnızlığıma yitilmişliğimin,karanlık dehlizlere sürüklenişimin ve ibret alınacak tarafı da kendi canımdan olan bir varlık tarafından; sokağa atılmış bir çöp poşeti kadar değersiz görülerek, kırmızı bir gül tomurcuğunun dalından koparılıp,gelişi güzel atılmasından duyulan hüzünle; sadece göz yaşları dökmemin bir göstergesi olarak kaldı…İnsan neden isyan eder,bir haksızlığa uğradığı zaman değil mi?Gururundan kaybedecekleri karşısında;vermemek,boyun eğmemek için direnmek…İşte ben bunu zamanında yapamadım.Direnemedim…Acılar üstüme geldikçe geldi…Ben sustukça daha fazla çığ gibi yığılmaya başladılar bedenime…Her sessizliğe dalışımda,kendi dünyama çekilişimde kaybeden yine ben oldum…”

Göz yaşları, yavaş yavaş yine yanaklarından aşağıya doğru süzülmeye başladı…Her ağlayışında gözleri, şişiyordu…Geriye yaslanıp,kollarını arkaya doğru gerdi.Sırtının kemiklerinden, “çıtır çıtır “ sesler duyuldu.Çekmecenin gözünden çıkardığı sigara paketinden bir tanesini dudaklarının arasına iliştirdi.Kibriti,yakmasıyla dumanını ciğerlerine alelacele göndermesi bir oldu.

Radyonun düğmesini çevirdi…Gece on haberlerini veriyordu…Başbakan Süleyman Demirel’in Amerika’ya yapacağı ziyaretten bahsediyordu…Sonra hava durumuna geçti…Havalar,soğumaya;yağmurlar,yağmaya başlamıştı...Kadın bir türkücü, zil gibi sesiyle uzun hava türkülerine başlamıştı…

Buse,peşi peşine sigaraları tüketmiş,önündeki kül tablası dolmuş,kendisi de düşünceler yumağı içerisinde topak olmuştu adeta…

“Bu adam da nerede kaldı? Bu saate kadar geç kalmazdı ama…Başına bir şeyler gelmiş olmasın?Deli Osman ile kapıştılar mı yoksa…”

İster istemez kocası hakkında düşünmeden edemedi…

Esnemeye başladı. Yatmadan önce ilk işi,defterini ehemmiyetli bir yere saklamaktı…Odanın köşesinde üst üste koyduğu yatakların en üstündekine sandalyenin üzerine çıkarak yerleştirdi…Misafir gelir de yatakları indirirse o zaman defterin de yerini değiştirirdi…

Yatağına hafifçe uzandı. Karnındaki bebeğin tekmeleri, yine hızlı hızlı atmaya başlamıştı…Sanki bir futbol topuna vuruyormuşçasına karnını tekmeliyordu…

“Yarabbim, hayırlısıyla şu bebeği dünyaya getirmeme yardım et” diye dua etti.

Dışarıdan merdivenlere doğru homurtular yükselmeye başlamıştı…Ahmet efendi, zil zurna yuvarlana tekerlene yukarıya çıkmaya çalışıyordu…

-Anasını satmışım dünyanın, her kahrı ben çekecek değilim ya…ha…öyle değil mi ya…

Arada bir sarhoş naraları atıyordu:

-Öffff lannnnn öfffffff!...Hayat varmış bee!...Ne güzel eğlendim yaaaa

Buse, kocasının normal olmayan konuşmaları karşısında hemen yataktan doğrulmuş,onu beklemeye başlamıştı.Hiç böyle yapmazdı ama bu da neyin nesiydi…

Kapıyı açar açmaz burun buruna geldiler...Kocası,içeriye kendisini atmasıyla yatağa sırtı üstü düşmesi an meselesi oldu…Yattığı yerden homurtuyla karışık konuşmalarına devam ediyordu…

-Manolyam güzel kuşum,ben sana….vurulmuşum…helal olsun …sizeeee…hatunnlllaarrrrr…Hııkkkk….hıııkkk.Baaannnaa güüzell bir geccee yaşattınııızzz….

Buse, meseleyi çözmüştü…İkinci sayıklamalar oldukça dikkatini çekti.

-Ben affeettmmemm …yaaakkaarrıımm.Her şeeyyiii yaakkarımmm.Defter faallannn dinnlemeemmm…Yokk çoocuuk sevvggiiliimmdeen olsun daa faallaann fiilaann..Bana sökmezzz..söökkmmeezzzz…Horrr…horrrr…horrrr.


Ahmet efendi sızıp kalmıştı…Buse,defterlerinin yakılarak kaybolduğunu nihayet anladı.Sır çözülmüştü…Neyse ona da şükür etti.Şiddet uygulayıp,çocuğunu düşürmesine sebebiyet verebilirdi…

Üst üste koyduğu yataklardan bir tane indirerek, yere serip üzerine kıvrıldı…

Nice sonra uyumaya başladığında horozların ilk ötüşleri duyulmaya başlamıştı…


(DEVAM EDECEK!...)

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz