Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51)

Aşağa gitmek

öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) Empty öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51)

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Ptsi Kas. 23, 2009 2:05 pm

BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI (51)


öykü:Buse'nin Göz Yaşları(51) 48302
Resmi büyük görmek için tıklayın
Ahmet efendi, sabaha kadar sayıklamış; “ ben öldürdüm, ben öldürdüm” diye inleyip durmuştu. Karısının koynunda yatan oğlunun “ınga,ınga” diye ağlamalarını duymuyordu.Duysa da değişen bir şey olacağı yoktu.Oğlunu ilk görür görmez,buzdolabı gibi soğuk durmuş,hiç bir tepki vermediği gibi bebeğin yüzüne baktığı zaman:

“O..punun doğurduğu piçten hayır gelir mi diye de öfkeli bakışlarını fırlatmıştı.

Horozların ilk ötüşleriyle birlikte sayıklamaları da kesilmiş oldu.

Buse, yarı uyanık, yarı uykulu bebeğini göğsüne bastırıp, onun kokusunun verdiği mutluluk sarhoşluğu içerisinde sabahı etti. Bebeğinin dünyaya gelmesi ile eski rahat düzeni kalmamıştı ama hiç umurunda değildi,kendi rahatlığının bozulması.Varsa yoksa bebeğinin dünyasıydı.Bebeği Tamer için kendi rahatlığından feragat etmeye,hatta her türlü tehlikeye bile seve seve göğüs germeye hazırdı.

Ahmet efendi, bu sabah geç uyandı. Her sabah ki kalkışından iki saat daha geç kalktı yataktan. Karısı Buse’ye:

-Saat kaç?

-On.

Yataktan hemen fırlayarak:

-Bugün de görülecek bir sürü iş varken, nasıl olmuş da bu saate kadar yataktan kalkamamışım. Güzlük buğdayların ekiminin bugün bitmesi lazım.Benim oğlanlar,benim kadar işlerini takip etmezler. Diye kendi kendine mırıldandı.

Odadan ayrılmaya hazırlanırken son anda aklına gelen tilkilik ona bir şeyler söylettirmeye çalıştı:

-Buse, senin şu beyaz atına geçenlerde bir müşteri talip oldu da; sen, onu çok seviyorsun diye satmadım.

Buse, kocasının imalı konuşmasını hemen analiz etti:

-Benim bundan sonra çocuğumu bırakıp da ata binmem mümkün değil. Zaten topu topu iki üç defa ancak binmişimdir.

Ahmet efendi, sinyali almıştı.

-Peki o zaman. Ne yapalım. Satmaktan başka çare yok.

Buse, kocasının son zamanlardaki ruhsal gelişmelerini pek sağlıklı bulmuyordu. Kocasının depresyon geçirmekte olduğu belliydi. Bu durum ,git gide artmaya devam ediyordu.Suçluluk psikolojisi içerisinde kendi kendini yediği gün gibi aşikardı.

Cinayeti işlediğinin gecesinde; “…Deli Osman’ı geberttim, yere serdim. Kiminle dans ettiğini anladı sonunda.” Çocuklarını çağırıp;
-… karınca deresinin kenarında yatan Deli Osman’ın leşini kaldırın. Eğer ağzınızdan etrafa en ufak bir kelime sızdırırsanız hepinizin ağzına şarjörü boşaltırım,haberiniz olsun.Ona göre…

Tehditkar sözleri hala kulaklarında yankılanıyordu. Kocasının bu cinayet eylemine karşılık, ilk zamanlar kendi kendisiyle boğuştuğu sancılı günler çok olmuş,beyni gelgitler içerisinde yalpalanıp durmuştu...

-Bu katilin koynunda yatmaktansa, gidip her şeyi itiraf etmeli diye düşünüyordu zaman zaman...

Yattığı yerden bebeğini sevinçle izlerken:

-Tamer’im,bir tanem!.. diye mırıldandı.

Tugay’la olan aşkına kardeşi Emine’nin yeni filizlenmeye başlayan aşkı karışmamış olsaydı; bebeğine rahatlıkla Tamer yerine Tugay diye seslenecekti. Ama olmadı…Olmadı…Buna rağmen ağzından her Tamer çıkışında Tugay kelimesinin çağrışımının getirdikleri belleğinde canlanıyordu.

Bebeği şu anda mışıl mışıl uyurken; gözleri, anılarını yazdığı sırdaşı gibi gördüğü defterini aradı. Gizlediği yerden alıp,masanın üzerine koydu.Oturduğu tabureden karşısındaki aynaya baktığında kendi görüntüsünün simetriği ile karşılaştı.Aynada biraz kendini süzdü.Günden güne güzelliğinin kuyruklu bir yıldız gibi kayıp gitmekte olduğunu hissetti.

Defterinin yazılı kısımlarını hızlıca atlayıp boş sayfayı açtı. Eliyle ortasını bastırıp defteri düzeltmeye çalıştı.İlham perisi yine güçlü bir şekilde dalga dalga gelmekteydi.Şiirinin mısralarını inci gibi dizmeye çalışırken derinden bir “ ohhh” çekti.Canı çok sigara içmek,dumanını ciğerlerine göndermek istemişti ama nafile.Bebeği Tamer,engel oluyordu…

HAYALLERİM…

Savrulup gitti hayallerim
Hazana döndü benliğim
Yıktı beni sensizliğin
Yarınlara kalmadı hayallerim…

Benimle olamayan sevgilim
Şimdi oldu kardeşimin
Ruhumu avutuyor bebeğim
Ah kahrolası hayallerim!..Ah!..

Şiirden sonra düz yazıya geçip bir prağraflık kadar yazmıştı ki; koridordan bir takım seslerin yakınlaşmakta olduğunu duydu.Dikkatini yazıdan uzaklaştırıp,kapıya yöneltti.Gelenlerin kimler olduğunu sezinlemişçesine,hemen yerinden fırlayıp dağınık duran odayı toparladı.

Kapıyı açıp,koridora doğru baktığında bir anda sevinçten uçmaya başlamıştı adeta…
Küçük kardeşi Songül, kendisine doğru koşuyordu.

-Buse ablacığım, yeğenimi görmeye geliyorum!..

Diğer kardeşleri Emine ile Şengül de beşiğin her iki baş tarafından tutmuşlar,gülerek geliyorlardı…

Görümcesi Selma ile pısırık kocası Salih, merdivenlerin salonla başlangıç kısmında belirdiler. Buse’nin annesi de hemen önlerinde…

Biraz sonra odada toplandıklarında sarılıp kucaklaştılar ve doya doya hasret gidermeye çalıştılar. Odanın atmosferi bir anda değişmiş her kesin yüzünden neşe yansıyordu. Buse, ne kadar da hasret kalmıştı gülmeye…

Emine, Şengül ve Songül yeğenlerini sevmek için adeta yarış halindeydiler…

Kız kurusu Selma,”kız kurusu” sıfatından kurtulmuş, yalın haliyle Selma olmuştu artık…

Selma:

-Gözünüz aydın Buse gelinimiz. Bebeğimizi Allah,analı babalı büyütsün.Bunları söylerken karnını ileriye doğru çıkartıp eliyle ovalamaya başlamış,sonra da “seneye inşallah benim bebeğime de gelirsiniz diye durumunu çıtlatmıştı…

Buse, Selma’nın bu sözlerine karşılık vermede gecikmedi:

-Hadi iyisin Selma abla. Sen de anne olacan artık.

-Tabi olacam kız. Dirseği ile kocasının böğrüne vurarak “Olacam de mi Salih?” diye ikaz edince; kocası Salih, her zamanki haliyle hemen toparlanıp:

-Evet garıcım , seneye kalmaz inşallah sen anne olursun; ben de baba olurum,eyi mi..

-Adını ne koydun bakem?

-Tamer.

Öğleden sonra mevlüd okutulup hediyeler verileceğini duyan marketçi Hüsne,muhtarın karısı,çocuğuna iğne yaptığı kadın ve diğer komşu bayanlar,toplandılar.
Buse, sevinçten havalara uçuyordu. Bir anda yalnızlık psikolojisinden kurtulmuş,gözlerinden sevinç göz yaşları ,yüzünden gülücükler dağılıyordu etrafa…


(DEVAM EDECEK)

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz