Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56)

Aşağa gitmek

öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) Empty öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56)

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Ptsi Kas. 23, 2009 2:14 pm

BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI (56)


öykü:Buse'nin Göz Yaşları(56) 48729
Resmi büyük görmek için tıklayın

Sabah erken saatlerde Ankara terminaline geldiklerinde Buse, kendisini oldukça bitkin hissediyordu. Otobüste doğru dürüst uyuyamamış, üstüne üstelik de kocasının da yanında mızmızlanması kendi sıkıntısına tuz biber olmuştu.

Yolculuğu süresince;muavin,otobüsün koridorunda dolaşıyor, ortaya yayılan ayak kokusunu gidermek için yolcunun birini nazikçe uyarıyordu:

-Bey efendi, lütfen ayakkabınızı giyer misiniz? Etrafa pis koku yayılıyor ve diğer yolcular rahatsız oluyor…

-Aman canım ne rahatsızlığı verecek.Bir ayak kokusundan ne olur ki sanki.Ben, başkaları gibi zart diye osurmadım ki…

Muavin, biraz önceki kibarlığını bir tarafa bırakarak, adamın anlayacağı dilden konuşmaya başlamıştı:

-Ulan dayı, sen iyi laftan sözden anlamaz mısın? Milletin osuruğundan sana ne. Kıçlarına girip de burnunu mu dayıyorsun da osurduklarını hemen anlıyon?

Adam, muavinin ısrarı ve etraftaki yolcuların tenkit dolu bakışları karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Çaresiz ayakkabılarını giyip eski haline dönerken; “ Bu nasıl otobüs yolculuğu be,insana rahat yüzü yok “ diye mırıldandı…

Diğer yolcular:

-Oh be diye derin bir nefes aldılar. Bu tartışma üzerine diğer yolculardan ayakkabılarını çıkarmaya yeltenenlerin hevesleri de böylece kursaklarında kalmış oldu.

Buse, bu tip absürt konuşmalara aşinalığı vardı. Samsunda Sağlık Kolejinde okurken; Amasya’dan Samsun’ a yapmış olduğu yolculuklarda sık sık karşılaşıyordu.Onun için pek yadırgamadı,şimdiki durumu.

Arabanın mola verdiği yere kadar gözlerine uyku girmemişti.

Muavin:

-Sayın yolcularımız yarım saat yemek ve ihtiyaç molası verilmiştir. Çaylar şirketten, önemle duyurulur…Uyarısıyla üzerine hırkasını giyerek aşağıya inip, bir sigara yaktı. Canı, yemek falan istemiyor,sadece içindeki sıkıntıdan kurtulmak, efkar dağıtmak istiyordu.

Kocası Ahmet efendinin hastalığı, yeni yeni kurmaya ve düzeltmeye çalıştığı kendi dünyasını bir anda tarumar edip bırakmıştı. Onun hastalığını falan düşündüğü yoktu.Yavrusu Tamer’den ayrılmasının acısıyla kıvranıp duruyordu.Gözlerinin önünden bir türlü silip atamıyordu,ayrılış anını.Kendi kollarından bir türlü kopmak istemeyişi,her ne kadar “oğlum sana oyuncak almaya gidiyorum,şimdi geleceğim demiş olsa da çocuğun olacakları sezmişçesine ağlamaya ve ağlamalarının haykırışa dönüşünü bir türlü silip atamıyordu gözlerinin önünden.

Otobüsün mola yerinde sigarayı, gecenin karanlığında soğuk havaya doğru üfledikçe;belleğinde canlanıyordu oğlu Tamer’in çırpınışları…

Annesiyle arasında geçen konuşmaları anımsıyor :

-Kızım,ne zaman dönersiniz Ankara’dan?

-Belli olmaz anne.Doktorların ne yapacakları hiç belli olmaz.Bir de hastanın durumuna bağlı.

-İnşallah erken gelirsiniz de torunum bunalıma falan girmez.

-Benim gönlüm de çabuk gelmekten yana anne.

Aklına getirdikçe kahroluyordu.

Her ne kadar ortada dramatik durumlar olsa da bu duruma kardeşleri Songül’le Şengül oldukça sevinmişler:

-Aman ne güzel, biz de yeğenimiz Tamer ile doya doya oynar, ona hasretlik çektirmeyiz abla, sen merak etme.

Emine kardeşi ise okulda olduğu için olanlardan henüz haberdar değildi”.Nasıl olsa yarı yıl tatili yakın, mektup falan yazıp da kafası karışmasın. “ diye de telkinde bulunmuştu.

Tuvalete gidip ihtiyacını giderdi. İçerden yapılan :

-Amasya’dan Ankara’ya gitmekte olan sayın Amasya Tur yolcuları, molanız bitmiş olup, otobüsünüz hareket etmek üzeredir, hayırlı yolculuklar dileriz… Anonsu üzerine otobüsteki yerine geçip oturmuştu….

Ankara terminaline geldiklerinde otobüsteki bütün yolcular, inip her biri değişik taraflara dağılmışlardı.

Buse, ticari bir taksiye parmağı ile işaret yapıp yanına gelmesini sağladı.

-Kaptan, İbni Sina hastanesine gideceğiz.

-Peki bacım.

Hastaneye geldiklerinde Ahmet efendi, boş bulduğu taburenin birine boylu boyunca kıvrılıp yattı.Buse,isim yazdırma kuyruğuna geçip adını soyadını listeye yazdırdı.Sabahın bu erken saatlerinde hastanenin içerisi tıklım tıklımdı.Herkesin yüzünde bir telaş,dertlerine çare aramaya çalışıyorlardı.

Buse, kocası Ahmet efendinin baş tarafında boş bulduğu tabureye de oturup dinlenmeyi yeğledi.Hastanenin içerisindeki manzaranın yabancısı değildi.Okul yıllarında gidip gelirlerdi hastaneye.Hastaların ruh hallerinden tut da her türlü farklı ortama kadar neler olup bittiğini az çok sezinlerdi…

Hastanenin içerisinin sıcaklığı ile vücudu rehavete girmiş, göz kapakları ister istemez kapanmıştı.Gecenin yorgunluğu bedeninde bütün etkinliğiyle kendisini hissettiriyordu…Beyni de zaten darmadağınık,fırtınaya yakalanmış ve rotasını yitirmiş taka gibiydi.Nereye yalpa yaptığı hiç belli değildi…

Yanındaki kadının omzunu hafiften dürtüklemesiyle göz kapaklarını açtı, dalmak üzere olduğu rehavetten sıyrıldı.

-Kızım, geçmiş olsun. Amcanın neyi var?

-İç hastalıkları, teyze. Henüz anlayamadık.

Amasya’daki doktorun teşhisini söylememiş, farklı söyleyerek geçiştirmişti.

-Sizin neyiniz var, teyze? Size de geçmiş olsun.

-Sorma gızım ,benimki de kadın hastalıkları. Biliyon ya ince hastalık. Bahalım derdimize çare bulacah mıyım…

-Sen nerden geldin teyze?

-Yozgat’tan geldim gızım. Oğlumla birlikte geldik. Bizim oralardaki hastanelerde yeterli dohtor yoh…

-Allah’tan şifalar diliyorum teyze. İnşallah dertlerinden kurtulursun.

-Sağol gızım.

Buse,tekrar aynı rehavetin içerisinde gözlerini kapamış,biraz kestirmeyi düşünüyordu.

Yanındaki Yozgatlı kadın ise yanına yanaşan hastaya Buse’ye sorduğu gibi benzer sorular sormaya hazırlanıyordu…


(DEVAM EDECEK)

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz