Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Buse'nin Göz Yaşları(59) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

Buse'nin Göz Yaşları(59)

Aşağa gitmek

Buse'nin Göz Yaşları(59) Empty Buse'nin Göz Yaşları(59)

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Perş. Ara. 24, 2009 9:09 pm

BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI (59)


Buse'nin Göz Yaşları(59) 49001
Resmi büyük görmek için tıklayın

Ahmet efendi zor günler geçirmesine rağmen, yapılan tedavilere olumlu sinyaller vermiş, hastalığından kısa sürede kurtulup, yavaş yavaş eski sağlığına kavuşur hale geliyordu.Doktorların yapmış oldukları konsültasyon sonucunda almış oldukları ortak karar:

“Hastanın umulandan da hızlı bir şekilde hastalık virüsünü alt edip yenmesiydi”
Gerekli ilaçlar yurt dışından getirilmiş, tıbbi müdahaleler yapılmıştı. Tedavi ve ilaç masrafları tahmin edilenden de fazla çıkınca;Ahmet efendi,Ahmet efendi gerekli emirlerini vermekte gecikmeyerek,Buse aracılığıyla köyde çocuklarına haber ulaştırılmıştı:

- Derhal yirmi dönüm arazi daha satılsın, parası da hemen gönderilsin…”

Ortada para olunca; sıkıntılar, sorun olmaktan çıkıyor, her şey yoluna giriyordu.Para olmayınca ise her şey tersine dönüyor,düz ovada bile insan rotasını rahatlıkla kaybedebiliyordu.Varsa yoksa paranın gücüydü,ön planda gelen.Ahmet efendi,parasının gücüyle kendisine verilecek kan da bulunmuş kanser riskini yavaş yavaş üzerinden atlatmaya başlamıştı.

İki aya dek süren bu tıbbi müdahaleler nihayetinde; Buse tarafında ise işler oldukça farklı seyrediyor, Buse’nin çektiklerini, bir kendisi bir de yukarda Allah biliyordu.Ahmet efendi hiç tınlamadığı gibi bir defa olsun karısına “nasılsın?” bile söyleme inceliğinde bulunmamıştı.

Buse ise kocasının her türlü ihtiyaçlarını karşılamakta bir an olsun tereddüt etmiyordu. Yürüyemeyip tuvalete gidemeyecek durumda olduğu zamanlarda; lazımlığı altına tutup ihtiyacını gidermeye, yemeğinin yemesi için küçük bebeğin ağzına kaşıkla verir gibi yardımcı olmaya çalışıyordu. Ayrıca hemşirelik mesleğinin içinden kopup gelen birisi olarak,her türlü ilacını zamanında vermeye dikkat ediyor,serum şişesine bile ilaçları kendisi şırınga ediyordu.

Kısa zaman da hastanede kendisini sevdirmiş, hemşirelerin ve doktorların “fahri hemşiresi” durumuna yükselmişti. Artık hastanenin Buse hemşiresi sıfatıyla anılıyordu.

Doktorlar ve hemşireler, sekiz nolu odaya girdiklerinde:

-Günaydın Buse hemşire, nasılsınız, bakalım?Hastalarının bugünkü durumları ne alemde?

Buse ise kendi hastasından başlayıp odadaki diğer hastaların vaziyetlerini anlatıp duruyordu:

- Benim hasta ilaçlarını içmekte nazlanıp duruyor. Diğerleri ise söylenenleri hemen uyguluyorlar. Aksilik benimkinde…

-Desene senin hastanın ayrı ayrı huyları var, ha…

-Aynen öyle doktor bey!..

Günler böyle birbirini kovalayıp dururken zaman zaman farklı gelişmeler de zuhur etmeye devam ediyordu.Sekiz nolu odanın atmosferi faklı şekiller alıp duruyordu.Hastaların biri gidiyor başka biri gelmeye devam ediyordu.Farklı simalar,farklı dünyalar…Acılar ise hep aynıydı…Ahlar vahlar,inlemeler..

Geldiklerinin bir hafta sonrasında yanındaki hastanın durumu, gecenin saat üçünde kritikleşmiş, hastanın refakatçisi olan orta yaşlı kadın, ivedilikle kendisini uyandırıp:

-Buse kardeş,bakar mısınız,babama bir şeyler oluyor,ölecek herhalde!..

Buse, kıvrıldığı yatağın ucundan telaşeyle doğrulup, kadının babasının yüzüne bakışlarını odaklaştırdığında; kendisi de bir lahza paniklemişti. Adamcağızın saçları, kirpi gibi diken diken olmuş, yüzü sararıp solmuş ,son nefesini vermek üzereydi.Yapılacak bir şey olamadığına kanaat getirince,kelime-i şahadet getirmeye başlamıştı.Bunun üzerine kadın da Buse’nin sözlerini tekrarlamak zorunda kalmış,diğer taraftan da göz yaşlarının dökülmesine mani olamayarak hüngür hüngür ağlıyordu:

-Babacığım ,ölme!..Ölme,ne olursun!..diye sızlanıp duruyordu…

Çok geçmeden Buse, kadının eşarbı ile adamın çenesini sıkı sıkıya bağlamıştı.

-Ağlama bacım,ağlama!..Hepimiz ölümü tadacağız.Allah rahmet eylesin.Başın sağ olsun!.Metanetli ol.Kendini bırakma…

Koridora çıkıp, durumu, hizmetli görevlilerine bildirdi. Çok geçmeden hizmetliler,ölen adamı,çarşafa dolayıp tekerlekli yitme sedye ile götürüp hastanenin zemin katındaki morga yerleştirip kapağını kapattılar…

Kadın:

-Buse bacı,ben ticari taksiyle eve gidip haber vereyim herkese.Cenazeyi de yarın erkenden gelip alırız.

Buse:

-Allah,geride kalanlara uzun ömürler ve sabırlar versi!..

Buse,az sonra boşalan yatağa öyle bir yatış yatmıştı ki,biraz önce ölen adamın son çırpınışlarını gözünün önüne getirmiş olsa da, hiç önemli değildi onun için…Bu zamana dek Ahmet efendinin yatağının ucunda kıvrılıp durmaktan kemikleri iki büklüm olmuştu adeta…
Ayaklarını boydan boya uzatmış, sırtı nihayet düzgün bir zemin görüyor,günlerden sonra şöyle bir gönül rahatlığıyla kendine ait olan yatakta uyumanın tadına varıyordu.

Buse’nin yapmış olduğu bu girişim bile onu farklı bir duruma getirmiş saygınlık kazanmıştı. Eline attığı her davranış onu; lider pozisyonuna sokuyor, ön plana çıkarıyordu…

Ahmet efendi, kendisinin iyileştiğine inanıyor,hastaneden kaçıp kurtulmanın yollarını düşünüyordu.Zaman zaman Buse’ye:

-Hasteneden ansızın kaçıp gidecem.Doktorlar,bana ilk geldiğim günlerde iki üç aylık ömür biçmişlerdi.Bak ben hala ölmedim.Bu yüzden doktorlara da inancım kalmadı.

Buse ise kocasının bu saçmalıklarına içten içe kızıp duruyordu:

-Allah Allah!.. Adam iyi oldum diye sevinecek yerde niye ölmedim diye doktorlara kızıp duruyor.Amma da ters insan ya.Bunun nasıl bir kafa yapısı var doğrusu anlamış değilim.Her yerde ve her şeyde muhalefetlik yapmaktan zevk alıyor adeta…

Ahmet efendi,oldum olası kendisinden başkasını düşünmüyordu zaten…Varsa yoksa kendi kişisel benliği ve kendi egolarıydı..

Karısı Buse’nin neler çektiği bile umurunda değildi. Buse’nin zaman zaman göğsündeki sıkıntıları, hatta sol memesinin altında beliren kitle bezesi bile hiç önemli değildi onun için…



(DEVAM EDECEK)

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz