Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Buse'nin Göz Yaşları(61) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

Buse'nin Göz Yaşları(61)

Aşağa gitmek

Buse'nin Göz Yaşları(61) Empty Buse'nin Göz Yaşları(61)

Mesaj  Ayhan Sarıkaya Cuma Ara. 25, 2009 11:43 pm

BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI (61)


Buse'nin Göz Yaşları(61) 49232
Resmi büyük görmek için tıklayın


Buse, kanser kelimesini duyar duymaz psikolojisi bozulmuş, sinirleri gerilmişti.Bir gün içerisinde uysallığından hiç bir şey kalmamış hırçınlaşmıştı.Doktorun ağzından “kanser” çıkar çıkmaz alabildiğine bağırıp çağırmış,bir türlü kabullenememişti.

Odanın perdelerini çekip yırttı, odada ne var ne yok dağıtmaya çalışınca hizmetliler gelip etkisiz hale getirmek zorunda kaldılar. Sonra da doktor kontrolünde bir hemşireyle teskin edici bir iğne yapıldı.Yirmi bir nolu oda farklı bir hastanın farklı tepkileriyle karşılaşmış,herkeste panik havası olmasına rağmen Buse’ye karşı içten içe üzüldüler.Sekiz nolu odanın anıları çok gerilerde kalmış,Ahmet efendinin firar etmesiyle her şey bitmişti artık.Yirmi bir nolu oda tamamen kadınlara ait bir bölümdü.
Buse, şimdi artık tek başına refakatçisiz bir hastaydı…

Doktorlar, Buse’nin göstermiş olduğu tepki karşısında oturup karşılıklı hastanın durumu hakkında fikir alışverişinde bulundular. Hastalığın ilk devresinde olması dolayısıyla psikolojik tedaviyle yaklaşılması konusunda karar verdiler. Hasta olan Buse’ye karşı da göz aşinalıkları olduğu gibi iki aydır da hastanede içli dışlı olmuşlardı. Onun birden bire tepki vermesinin haklı nedenleri olduğunu sezinliyorlar ve kendisine hak veriyorlardı. İki aydır zaten kocası Ahmet efendiye bakacağım diye kadıncağız kendinden geçtiğini biliyorlardı.

Bölüm doktorlarının hocası, psikologla gerekli şekilde hasta hakkında enine boyuna konuştular… Çok geçmeden psikolog, Buse’yi odasına çağırıp karşısına oturdu. Psikolog otuz yaşlarında kadar genç ve güzel bir bayandı. İzmir’den Ankara’ya geçen sene tayin olmuştu. Evli ve iki çocuk sahibi bir anneydi aynı zamanda. Kocasının da doktor olması nedeniyle çocuklarının bakımını para karşılığında genç bir bayana vermişlerdi. Kolay olmuyordu.Hem iş hem de çocuk bakımı.

Psikolog bayan doktor, karşısındaki Buse’nin yüz profilini izlemeye başlayıp, yumuşak bir konuşmayla gönlünü okşamayı düşündü:

- Buse hanım, inanıyorum ki sen çok güçlü bir insansın. Yaşamında bir takım zorluklar geçirmiş olabilir belki de şu anda bile aynı zorlukların içerisinde olabilirsin… Bunları hiç dert etme. Böyle durumlar sadece senin başına gelmiyor.Ben bile zaman zaman aynı sıkıntılarla baş başa kalmaktayım…Burada yapmamız gereken öncelikle metanetli olmak…İnsanın sıkıntılarından kurtulması için öncelikle özgüven sahibi olması gerekiyor.Ben,sende bu özgüvenin en alasını görmekteyim.Bunda hiçbir tereddüdüm yok.Hastalığının kelime olarak “kanser” olmasından çekinip korkmuş olman da gayet normal.Fakat panik yapacak ve kendine dert edinecek hatta hastalığını gözünde büyütecek hiçbir neden yok.Bu tip ve benzeri hastalıkların zamanında teşhis edilmeleri önemli.Sizin en büyük şansınızın olması erken teşhis.Bunun için hastalığınız karşısında güçlü durduğunuz müddetçe bu hastalığı çok kısa zamanda yener ve eski sağlığınız bir an evvel kavuşursunuz…

Buse, doktorun sözlerini can kulağı ile dinlemiş rahatlamıştı biraz. Şimdi göstermiş olduğu ilk tepkisine kendisi de hayret etti. Böyle bir şeyler yapmasaydım daha iyi olurdu diye içinden geçirdi.Bir an sinirleri zayıflamış neler yaptığının şuurunda değildi.

- Haklısınız doktor hanım. İnşalla iyi olurum. Sizin de dediğiniz gibi hastalığımın henüz ilk evreleri. Şamsım da burada yardım ediyor bana zaten. Yalnız beni sıkıntıya sokan başka nedenler daha var.

-Söyle bakalım Buse hanım,nedir bunlar?.. Rahatlıkla konuşabilirsiniz. Ben sizin sıkıntılarınıza, dertlerinize çare aramak için burada ve karşımızdayım.Seninle hem arkadaş gibi hem de kardeş gibiyiz…Hadi söyle…

- Doktor hanım, ben şu anda iki aydır bir yaşındaki yavrumdan uzağım.onun kokusuna ve sıcaklığına hasret kaldım.

- O kolay Buse hanım.

-Nasıl yani? Hastaneden çıkıp gitmeme müsaade mi edeceksiniz?

- Buse hanım, senin buradan ayrılman doğru olmaz. Oradaki şartların belki tahmininden de olumsuz çıkabilir. Belki kocan tarafından dışlanabilirsin. O zamanda moralin sıfıra iner.Seni tam zamanında yakaladık derken tekrar kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmış olmayalım, ha.Biz senin adına mektup yazar,annenle birlikte oğlunu buraya çağırırız.Bir gün hastanemizde bile misafir ederiz,olmaz mı?

Doktorun bu yaklaşımı karşısında sessiz kalıp ,hastalığını kabullenmek zorunda olduğuna kendisini inandırmaya çalıştı.Başka kurtuluş yolu yoktu.Ayakta durabilmesi için kendi iradesinden başka yardımcı olacak bir gücü olmadığını bir an hissetti. Kocam dersen kendi başına buyruk. Benim hasta olup olmamam onun hiç umurunda olmaz zaten.En güzeli çocuğumun hatırı için hastalığımla boğuşmasını öğrenmeliyim diye düşündü…

- Tamam doktor hanım sizlerin önerilerinizi dikkate alacam.Bundan sonra bugünden itibaren ne derseniz onu yapacam.Yalnız sizden ricam.Amasya’daki anamın adresine haber gönderip onları buraya bir günlüğüne de olsa getirmeniz olacaktır.

- Düşündüğün şeye bak,Buse hanım.Sen yeter ki ev adresini ve ev telefonunu yaz şu kağıda.İki gün sonra oğlun ve annen buralarda olacak…

-Ev adresi var ama ev telefonumuz yok.Biz o kadar zengin bir aile değiliz ki,olsun.

Ahmet efendi,köye gelir gelmez iki gün odasından dışarıya çıkmadı.Yemeğini büyük oğlu Hasan’ın karısı getirip durdu.Gelin,kayınpederiyle konuşmaya çekinse de Buse’yi sormayı ihmal etmedi:

-Baba,geçmiş olsun.İyi oldun elem.Ama Buse’ye ne oldu ki?Yanında getirmemişsin.

Gelinine yanıtı kısa ve sert olmuştu:

- Sen de her şeye burnunu sokmasan iyi olur.Buse,hastalandı.Hastanede kaldı.

- Nesi varmış baba?

- Nesi olacak.Meme kanseri ellem.Göğsüm ağrıyor deyip duruyordu çohdandır…

- Vay Buse gelinim demek hasta oldun ha…Üzüntüsünü belirtmişti ki,Ahmet efendinin tepkisi çok sert oldu:

- - Çekil karşımdan yufka yürekli kadın.Bir de seninle uğraşıp durmayayım.Defolll!..

- Aslında onu sinirli yapan hastalığı ya da hastaneden kaçışı değildi. Onun derdi başkaydı.Günlerdir beynini kemiren virüs onu teslim almaya başlamıştı bile.Son çırpınışlarını yapıyordu.Teslim olmakla olmamak arasında kararsızdı.Teslim olmasam deli olup sokaklarda gezip dolaşam, en iyisi teslim olmalı üç beş sene yatar belki af falan çıkar da kurtulurum diye düşünmekteydi…Birden yattığı yataktan fırlayıp elbiselerini giydi.Büyük oğlu Hasan’a seslendi.Hasan,babasının karşısında hazır olda bekliyor,babasının ağzından çıkacak sözleri bekliyordu.

- Oğlum,küçük kardeşini de çağır bakalım.Biraz sonra o da gelip babasının karşısında dikildi.

Ahmet efendi,direk konuya geçti:

- Beni dinleyin.Deli Osman’ı gebertmiştim ya.Bu mel’un her gece rüyalarıma giriyor.Onun yüzünden kafayı yiyecem nerdeyse.En iyisi gidip teslim olmak.Belki af falan çıkar.Ben de az bir cezayla çıkar gelirim…

- Ama baba.

- Sus lan.Bu işin babası falan yok.Her gece karabasanlar çöküyor kafama.Senin bundan haberin yok değil mi?Nerden olsun.Her ikinizde karılarınızın koyunlarında nasıl olsa mışıl mışıl uyuyorsunuz değil mi?..Hadi gidin şimdi boz atımı hazırlayın.Karakola gidip teslim olacağım…

Biraz sonra karakolun kapısında nöbetçi askere komutanı göreceğini söyleyip içeri girdi.Kapıyı tıkladı.İçerden “gellll!..” sesiyle kapıyı açtı.Ahmet efendiyi karşısında gören komutan saygıda kusur etmeyerek:

- Buyur Ahmet efendi.Hoş geldiniz. Şöyle oturun bakalım. Ne içersiniz?

Niye geldiğini sormadan ne içersiniz demesine şaşırmış hatta kızmıştı.

-Komutan bey, ben hiçbir şey içmem. Siz benim niye geldiğimi sormadınız bile…

- Hımmm…Peki sorayım.Niye geldiniz Ahmet efendi?

- Ben katilim. Cinayet işledim. Deli Osman’ı ben öldürdüm. Beni hapishaneye gönder…

Komutan, bir an şaşırmıştı. Ahmet efendinin şaka yapmayan bir özelliği olduğunu biliyordu zaten.

-Anlat bakalım Ahmet efendi,cinayeti nasıl işledin?..




(DEVAMEDECEK)

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz