Arama
Arama
En son konular
En son konular
DEMOKRASİ TARİFİ
1 sayfadaki 1 sayfası
DEMOKRASİ TARİFİ
DEMOKRASİ TARİFİ
Demokrasi çoğunluğun sözünün geçmesi midir yoksa azınlığın sözünün göz ardı edilmediği anlayış mıdır ? Sayısal çoğunluk sivil diktatörya kurabilir mi, kurarsa buna demokrasi denir mi ? Demokrasi sadece seçme seçilme özgürlüğü müdür ? Şimdi ülkemizde hakiki anlamda bir demokrasi yaşanıyor mu ? Nerede hata yapıyoruz ?
Bana göre, demokrasi toplumun demokrat ruhlu-kişilikli liderler yönetiminde yönetilmesiyle mümkündür. Yani demokratlık sonradan okul okumakla, diplomayla, parayla elde edilen bir özellik değildir. Kişinin fıtratında olan bir özelliktir. İlim ve vicdan onların rehberidir. Hakkaniyet ve liyakat onlar için çok önemlidir. Kişisel menfaatlerini asla toplumun menfaatleri üzerinde tutmazlar ve toplumsal çıkarları kendi çıkarlarına sermaye yapmazlar.
Demokrasi, kaliteli, eğitimli, görgülü, sanatsal ruhlu, ileri görüşlü kişilerin siyasete atılma ve iç dış karanlık mihraklara tavizler vermeden seçilebilme fırsatıdır. Yok tam tersine bir ülkede birilerine boyun eğerek siyasete atılınıyorsa, siyasi parti genel başkanlarının ağzına bakılıyorsa, birileri birkaç çeşit şantajlarla siyasete sokuluyor ya da sokulmuyor dışarıda tutuluyorsa buna demokrasi denmez. ÜSTÜNLERİN HUKUKU DEĞİL HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ilkesi siyasetçi ağızlarında sakız olmuş durumda olsa da bu gerçekten uygulanıyor mu ? İzmir de bir karakol da dayak yiyen o kadın acaba hukukun üstünlüğüne artık inanır mı ? Kanal D televizyonunda Keşanlı Ali Destanı adlı dizinin tanıtımında bir söz var çok beğendiğim. MAZLUM ELİNE GÜÇ GEÇTİĞİNDE ZALİMLEŞMİYORSA YİĞİT ADAMDIR mealinde bir söz. Bu söz ölçü almak isteyenlere iyi bir ölçü bence.
Partiler tüzel kişiliklerdir, babadan oğla kalmazlar. Parti genel başkanlığına her delege aday olabiliyor mu ? Olmuyor. Neden olmuyor ya da olamıyor ? Her parti de değişik sayılarda delege barajı konmuş. 200-300-500 delege tarafından genel başkanlığa aday gösterilmesi zorunlu. Yani demokrasi daha ilk adımda ölüyor. Partilerde GÜÇLÜNÜN-ÜSTÜNÜN HUKUKU daha ilk baştan başlıyor. Parti genel başkanı seçilebilmek için türlü dolaplar döndürülmeye başlanıyor, türlü çıkar ilişkileri kuruluyor, türlü devlet ihaleleri birilerine kotalanıyor. Sonra genel başkan seçilen kişi de 9 aylık gebe kadınlar gibi birilerine gebe vaziyette meydanlarda adalet hukuk palavraları sıkıyor. Hele bazı aileler var ki her parti de bir oğlu-kızı-damadı yönetime kapak atmış. Kim iktidara gelirse gelsin işler tıkırında.
Bugün Habertürk televizyonunda sayın Ece Temelkuran Mısır gezisi izlenimlerini ve arap baharının geldiği noktayı açıklıyordu. Ece hanımın izlenimleri Araplarda umulan bulunmamış. Araplarda çok yüksek bir hayel kırıklığı varmış. Ece hanımın bir çok tespitine bende katılıyorum. Daha önce bende yazılarımda yazmıştım, arap baharı bir aldatmacadır, arap halkları diktatör kucağından indirilip başka bir kucağa oturtulacaklar ve bunu demokrasi zannedecekler diye. 6 ay önce yazdığım teşhisim sanırım doğru çıkacak. Zaten sorulması gereken esas soru BATI ORTADOĞU DA DEMOKRASİ İSTER Mİ olmalıdır ve bayram değil seyran değil enişte beni niye öpüyor diye Arapların biraz düşünmesi gerekiyor.
Ortadoğu da radikal sert dinci taifeyi iktidara getirip batı düşmanlığını körüklemek esas niyetleri olmasın sakın. Bu salaklığı neden yapsınlar ki diye soranları duyar gibiyim. Mahallede gündüz camcılık yapanlar gece mahalle çocuklarına sapan satıyor. Kuş avlamak işin hikayesi. Esas niyetler toplumun cam çerçevisini kırdırmak. Farklı etnisite ve tarikatları partileştirip birbirine boğazlatmak.Oyun hep aynı batı aynı batı, BÖL PARÇALA YÖNET.
13 Aralık 2011 Salı
UĞUR ÖZALTIN
Demokrasi çoğunluğun sözünün geçmesi midir yoksa azınlığın sözünün göz ardı edilmediği anlayış mıdır ? Sayısal çoğunluk sivil diktatörya kurabilir mi, kurarsa buna demokrasi denir mi ? Demokrasi sadece seçme seçilme özgürlüğü müdür ? Şimdi ülkemizde hakiki anlamda bir demokrasi yaşanıyor mu ? Nerede hata yapıyoruz ?
Bana göre, demokrasi toplumun demokrat ruhlu-kişilikli liderler yönetiminde yönetilmesiyle mümkündür. Yani demokratlık sonradan okul okumakla, diplomayla, parayla elde edilen bir özellik değildir. Kişinin fıtratında olan bir özelliktir. İlim ve vicdan onların rehberidir. Hakkaniyet ve liyakat onlar için çok önemlidir. Kişisel menfaatlerini asla toplumun menfaatleri üzerinde tutmazlar ve toplumsal çıkarları kendi çıkarlarına sermaye yapmazlar.
Demokrasi, kaliteli, eğitimli, görgülü, sanatsal ruhlu, ileri görüşlü kişilerin siyasete atılma ve iç dış karanlık mihraklara tavizler vermeden seçilebilme fırsatıdır. Yok tam tersine bir ülkede birilerine boyun eğerek siyasete atılınıyorsa, siyasi parti genel başkanlarının ağzına bakılıyorsa, birileri birkaç çeşit şantajlarla siyasete sokuluyor ya da sokulmuyor dışarıda tutuluyorsa buna demokrasi denmez. ÜSTÜNLERİN HUKUKU DEĞİL HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ilkesi siyasetçi ağızlarında sakız olmuş durumda olsa da bu gerçekten uygulanıyor mu ? İzmir de bir karakol da dayak yiyen o kadın acaba hukukun üstünlüğüne artık inanır mı ? Kanal D televizyonunda Keşanlı Ali Destanı adlı dizinin tanıtımında bir söz var çok beğendiğim. MAZLUM ELİNE GÜÇ GEÇTİĞİNDE ZALİMLEŞMİYORSA YİĞİT ADAMDIR mealinde bir söz. Bu söz ölçü almak isteyenlere iyi bir ölçü bence.
Partiler tüzel kişiliklerdir, babadan oğla kalmazlar. Parti genel başkanlığına her delege aday olabiliyor mu ? Olmuyor. Neden olmuyor ya da olamıyor ? Her parti de değişik sayılarda delege barajı konmuş. 200-300-500 delege tarafından genel başkanlığa aday gösterilmesi zorunlu. Yani demokrasi daha ilk adımda ölüyor. Partilerde GÜÇLÜNÜN-ÜSTÜNÜN HUKUKU daha ilk baştan başlıyor. Parti genel başkanı seçilebilmek için türlü dolaplar döndürülmeye başlanıyor, türlü çıkar ilişkileri kuruluyor, türlü devlet ihaleleri birilerine kotalanıyor. Sonra genel başkan seçilen kişi de 9 aylık gebe kadınlar gibi birilerine gebe vaziyette meydanlarda adalet hukuk palavraları sıkıyor. Hele bazı aileler var ki her parti de bir oğlu-kızı-damadı yönetime kapak atmış. Kim iktidara gelirse gelsin işler tıkırında.
Bugün Habertürk televizyonunda sayın Ece Temelkuran Mısır gezisi izlenimlerini ve arap baharının geldiği noktayı açıklıyordu. Ece hanımın izlenimleri Araplarda umulan bulunmamış. Araplarda çok yüksek bir hayel kırıklığı varmış. Ece hanımın bir çok tespitine bende katılıyorum. Daha önce bende yazılarımda yazmıştım, arap baharı bir aldatmacadır, arap halkları diktatör kucağından indirilip başka bir kucağa oturtulacaklar ve bunu demokrasi zannedecekler diye. 6 ay önce yazdığım teşhisim sanırım doğru çıkacak. Zaten sorulması gereken esas soru BATI ORTADOĞU DA DEMOKRASİ İSTER Mİ olmalıdır ve bayram değil seyran değil enişte beni niye öpüyor diye Arapların biraz düşünmesi gerekiyor.
Ortadoğu da radikal sert dinci taifeyi iktidara getirip batı düşmanlığını körüklemek esas niyetleri olmasın sakın. Bu salaklığı neden yapsınlar ki diye soranları duyar gibiyim. Mahallede gündüz camcılık yapanlar gece mahalle çocuklarına sapan satıyor. Kuş avlamak işin hikayesi. Esas niyetler toplumun cam çerçevisini kırdırmak. Farklı etnisite ve tarikatları partileştirip birbirine boğazlatmak.Oyun hep aynı batı aynı batı, BÖL PARÇALA YÖNET.
13 Aralık 2011 Salı
UĞUR ÖZALTIN
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin
» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
Perş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin
» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
Ptsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin
» SOR SORUYU
Salı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin
» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
Çarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin
» PARA ZAAFI
Ptsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin
» KUL HAKKI
Perş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin
» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
Cuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin
» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
Perş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin