Ugur Ozaltin Makaleleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

En son konular
» BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPaz Ağus. 19, 2012 2:17 pm tarafından Admin

» NEDEN ÇOK ÜZGÜNÜM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPerş. Haz. 07, 2012 4:17 pm tarafından Admin

» KATİLLİK NERDE BAŞLAR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPtsi Haz. 04, 2012 4:24 pm tarafından Admin

» SOR SORUYU
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptySalı Mayıs 29, 2012 12:20 pm tarafından Admin

» ÜSTÜN DÖKMEN DÖKTÜRDÜ
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyÇarş. Mayıs 16, 2012 11:50 am tarafından Admin

» PARA ZAAFI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPtsi Mayıs 14, 2012 5:50 pm tarafından Admin

» KUL HAKKI
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPerş. Mayıs 10, 2012 2:49 pm tarafından Admin

» DECCAL CENNETİNİ İSTEMİYORUM
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyCuma Mayıs 04, 2012 2:06 pm tarafından Admin

» OKUMAK ÇÖZMEKTİR
öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) EmptyPerş. Mayıs 03, 2012 12:34 pm tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama

öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45)

Aşağa gitmek

öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) Empty öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45)

Mesaj  Ayhan Sarıkaya C.tesi Kas. 14, 2009 7:25 am

BUSE’NİN GÖZ YAŞLARI (45)


öykü:Buse'nin Göz Yaşları(45) 47731
Resmi büyük görmek için tıklayın

Buse, odasında içsel dünyasının gelgitlerine yine kaptırmıştı kendisini… Köylülere yapmış olduğu ufak tefek tıbbi yardımlar,hoşuna gidiyordu.En büyük özelliği bildiğini,etrafındaki insanlarla paylaşmaktı.Yoksa kuru kuruya ben şunları,bunları biliyorum diye böbürlenmek hoşuna gitmediği gibi böyle yapanları da asla sevmez;”bu tipler bir gün gelir yapmış oldukları kibirlerinin altında bir hiç olarak yok olup giderler…” diye zaman zaman düşünmeden edemezdi…

Çok sevdiği defterinin sahifelerini, kuş tüyü hafifliğiyle parmaklarının arasında çevirdi. Önceki yazdıklarına, şiirlerine şöyle bir göz gezdirdi. Şiirlerinin başlıklarını tek tek okudu: Ağlar, Yalnızlık, Kader… büyük bir ilhamla ve bir çırpıda yazmıştı… Diğer yazdıkları anılarına üstün körü şöyle bir baktı.Cümleler,yukardan aşağıya doğru sıra sıra kaydılar…İçerisindeki gizemlilikler,hafızasında canlandı…Parmaklarının arasındaki kalem,zıplamaya başlamıştı adeta…Gözleri belirli bir noktada odaklaştı…İlham geldiği zamanlar hep böyle havalara girerdi.Konsantresi nerdeyse hat safhaya gelmişti…Beyninde şimşekler çakmış,yıldırımlar düşmeye başlamıştı adeta…

Elindeki kalemi, sayfanın beyazlığında yağ gibi kaymaya,sihirli kelimeler adeta hoplamaya başlamışlardı.Yeni bir şiirin mısraları dökülmeye,çağlamaya başlamıştı bile.

EY YOLCU!..


Ey yolcu!..Senin de biter bir gün yolun
Diner gözündeki yaşların
Benim ise talihsiz kaderim
Bittiği yerden yeniden başlar…

Mazide kalır hatıralarım
Bir gün arasa da sevdiklerim
Hazanla geçse de günlerim
Kaldı mı acaba hayatta tutunacak bir dalım…

Ey yolcu!...Sen yolcusun!
Bu han olmazsa
Diğerinde konaklarsın
Söyle bana bu dünyada var mı yerim?...Var mı?…

Şiirin ortalarına doğru,sigara paketinden çıkardığı sigarayı dudaklarının arasına götürüp yaktı.Sigara,nasıl olduysa onun dert ortağı olmuştu sanki.Dumanını her içine çekişinde bütün derlerinden kurtulduğunu hissediyordu.Paketinin biteceği hesabını yaparak her zaman yedekte paket bulundurmayı ihmal etmezdi….

Radyoyu açtı…Yaptığı aşırı parazit yüzünden konuşulanları anlayamıyordu.Düğmesini çevirip kapattı.” Bu akşam da radyomuzdan mahrum olalım bakalım” diye es geçti.

Yazdığı şiirin fazlalıklarını atıp kelimeleri düzeltti. Son şekliyle tekrar gözden geçirdi…

“Evet, oldu.” Dedi. Her zaman öyle yapardı. Bunun içinde tükenmez kalemle değil, kurşun kalemle yazmayı yeğlerdi. Yanında kesinlikle silgi bulundururdu…

-Bunlar, benim eserlerim. Nasıl önem vermem, yazdıklarıma…Her ne kadar yakılsalar da kaynağı bende olduğu için geç de olsa yeniden fışkırıyor…

Tekrar bir başlık koyup yazmaya devam etti.

“Dertlerim Dinmek Bilmiyor!..”

Her ne kadar hareket alanım olsa da yine de istediğim gibi kıvrak değilim.Sanki bir hapishanenin müebbete mahkum olmuş mahkumu gibi hissediyorum kendimi…Ölmemek için hava alacaksın,yiyeceksin,içeceksin.Hepsi bu kadar.Duygularını saklayacaksın.Sakladığın duygular kendinle birlikte yok olup gidecek..Dışarının özgürlüklerinden yararlanmadan ihtişamlı konağın karanlık dehlizlerinde kendi kendine çürüyüp gideceksin…İşte benim hayatım böyle devam ediyor.Zalim bir kocanın esiri olmak,ne kadar zor ise ben o zorlukları yaşıyorum işte…Duymayanlar duysun beni…Sarayda mahzun prenses örneği,her zaman gözleri nemli…Yüzü,arada bir tebessüm etse de her tebessüm edişinde gizli kalmış mutsuzluğun yansıması olarak yüzümden eksik olmuyor…”

Yazmaya ara verip biten sigarasının izmaritini söndürüp atmadan yenisini tekrarlamaya hazırlanıyordu ki; kocasının iniltiyle kapıya yaklaştığını duyar duymaz ;defterini, ivedilikle önceki sakladığı yere iliştirdi.Üzerini başını hemen düzeltti.

Kapıyı açtığında kocasıyla burun buruna geldi. Bakışlarını kocasına çevirdiğinde ;beti benzi sararmış vaziyette görünce korkuyla karışık şaşırdı. Ahmet efendi,karısı Buse’nin üzerine yaslandığında oldukça bitkindi…

Kocasını,yatağın yanındaki sandalyeye otutturdu.Ahmet efendi,bitkin haliyle konuşmaya çalışıyordu.

-Buse,sen şimdi sol bacağımın yarasına bak bakalım.Vaziyetler nasıl?Hadi acele et.Pantalonumu çıkar da bak…

Kocasının pantalonunu ivedilikle sıyırdı.Ahmet efendi:

-Ammaaann aamaannn diikkaaat eettt!..

-Tamam,sen merak etme.Dikkat ediyorum…

Buse,çıplak kalça ile karşılaşınca yukardan aşağıya doğru süzülen kırmızı kan ile yüz yüze geldi…

-Aman Allah’ım !...Bu bir kurşun yarası!...

Ahmet efendi,yorgunluğunu üzerinden atmaya çalışırken,ağır çıkan ses tonuyla:

-Deli Osman’la kapıştık biraz önce.Köpeğe gerekli dersini verdim…Geberttim,köpeği…Kiminle dans ettiğini öğrendi en sonunda…Neyse bak bakalım şu yarama!..Ahh!...

Buse, bacağın kanayan yerini inceledikten sonra; odasında bulundurduğu ilk yardım çantasından çıkardığı malzemelerle ilk tıbbi müdahalesini yapmaya çalışıyordu…
Kocasının konuşmalarına karşılık vermeden susmayı yeğledi..

-Kurşun, bacağın etini delip geçmiş.Çıkarken de geniş bir delik açmış…Neyse ki kemiğe dokunmamış…

Kocasının yüzündeki boncuk boncuk beliren terlerini havluyla sildi. Sandalyeden indirip yavaşça yatağa uzattı.

Acılar içinde kıvranırken, Buse’ye dönerek:

-Sen, şimdi kimselere bir şeyler çaktırmadan doğruca git,oğlum Hasan’ a haber ver.O da diğer kardeşini alsın ve yanıma gelsinler.Bu durumumdan bahsetmezsin.Bir işi varmış dersin tamam mı,kadın…Ahhh,bacağım ahhh!..

Buse,telaşeyle denileni yerine getirmek için odasından dışarıya çıktı.Koridorda ilerledi.Yavaşca kapıyı tıkladı.Kapıyı açan Hasan’ın karısına durumu iletti.

Biraz sonra Ahmet efendi’nin etrafında iki oğlu bir de Buse, konuşulanları dikkatle dinliyorlardı…

-Çocuklar ,ben bu gece Deli Osman’ın ifadesini aldım.Geberttim o köpeği.Ava giderken avlanacağının hesabını yapamadı köpek…Şimdi beni iyi dinleyin bakalım.Deli Osman’ın leşi, karınca deresinde yatıyo.İkiniz de gideceksiniz.O leşi, oradan kaldırıp,tarlalarımızdan birine gömeceksiniz…Böylece onun izi kaybolmuş olacak.Tamam mı? Yoksa dünya kadar ceza yeriz pisi pisine…

Çocuklarının ikisi de birlikte.

-Tamam baba.Bu bizim işimiz.Sen merak etme…

-Ulan bana bakın.Buse sen de eyce dinle.Eğer ağzınızdan bir kelime çıkar,aha bu elimde tuttuğum silahın mermilerini ,hepinizin de kafasına boşaltırım.Tamam mı ulan?...

-Tamam dedik ya baba.

-Tamam mı Buse?

-Tamam…


(DEVAM EDECEK)

Ayhan Sarıkaya

Mesaj Sayısı : 207
Kayıt tarihi : 24/07/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz